“HEDEFİMİZ EN ÇOK TERCİH EDİLEN PERAKENDE MARKASI OLMAK”
Uğur Demirel – Şok Marketler CEO’su
Türkiye’nin en güçlü perakendecilerinden ŞOK, farklılaşmış iş modeli, “her gün ucuz fiyat politikası ve farklı formattaki kampanyalarıyla müşterilerine en iyi hizmeti vermeyi sürdürüyor. 2025 yılına güçlü bir başlangıç yapan şirket, yılın diğer yarısında da yatırımları, dijital hizmetlerin geliştirilmesi ve sürdürülebilirlik adımları ile büyümesini sürdürmeyi hedefliyor. Temel amaçlarını tüm paydaşları tarafından tercih edilen marka olmak şeklinde tanımlayan ŞOK Marketler CEO’su Uğur Demirel, Business Türkiye okuyucuları için sorularımızı yanıtlarken yerli üreticiye destek alanında gerçekleştirdikleri çalışmaları ve sürdürülebilirlik stratejilerini de aktarıyor.
► 2025 yılının ilk 6 ayını ŞOK Marketler açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Mağaza sayısı, istihdam rakamlarında gelinen noktayı anlatır mısınız?
ŞOK Marketler olarak 2025 yılına güçlü bir başlangıç yaptık. Yılın ilk çeyreği itibarıyla net satış gelirlerimizi geçen yılın aynı dönemine göre reel olarak yüzde 5 artırarak 54 milyar TL’ye ulaştırdık. Mağaza sayımız 11 binin üzerine çıktı. Bugün 48 binin üzerinde çalışanımızla Türkiye’nin en çok istihdam sağlayan markalarından biriyiz. Kadın çalışan oranımız yüzde 55’in üzerinde ve bu alanda ülkemizde öncü şirketler arasında yer alıyoruz. Yeni mağazalarımızla ülkemizin tüm bölgelerinde istihdamı artırıyor, aynı zamanda en önemli değerimiz olan çalışanlarımızın gelişimi ve kariyer yolculuğuna yatırım yapıyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında tüm tüketicilere evlerine en yakın noktadan ulaşıyor, temel ihtiyaç ürünlerini müşterilerimize mümkün olan en uygun fiyatlarla sunuyoruz. Bu doğrultudaki fiyat politikamız ve kampanyalarımızı sürdürüyoruz. Mağaza deneyimini zenginleştiren yeni konseptli ŞOK mağazalarımızla da müşteri memnuniyetini daha da yükseltiyoruz. Standart mağazalarımıza göre daha büyük satış alanına ve daha geniş bir ürün portföyüne sahip olan yeni konsept mağazalarımızda kafe bölümü, yeme-içme alanları, günlük taze fırın ürünleri, hazır yemek seçenekleri, sıcak kahve ve özel soğutmalı dolaplarda muhafaza edilen taze sebze-meyve ve donuk ürünler ile müşterilerimize zengin bir alışveriş deneyimi sunuyoruz. 2024 yılında açtığımız bu yeni konseptli mağazalarımızın yaygınlığını Türkiye genelinde artırdık. Bu mağazalarımızla ilgili müşterilerimizden olumlu dönüşler alıyoruz.
► 2024 yılında belirli temel ihtiyaç ürünlerinde “her gün ucuz fiyat” taahhüdü ile müşterilerin bütçesine ve ekonomiye destek olmuştunuz. Bu yıl bu alanda adımları anlatır mısınız?
Halkımızın alım gücüne ve ülkemiz ekonomisine katkı sağlamak her zaman temel önceliğimiz oldu. Bu sene Ramazan ayında 100 temel ihtiyaç ürününü 2024 fiyatlarıyla sunarak müşterilerimizin bütçesine önemli katkı sunduk. Müşterilerimizin bu kampanyaya teveccühü de oldukça yüksek oldu. “Her Gün Ucuz Fiyat” ve “ŞOK Ucuz Hep Ucuz kampanyalarımızla bu desteği sürekli kılıyoruz. Sadakat programımız Win ile de müşterilerimize hem ek indirimler hem de çeşitli avantajlar sunuyoruz. Bu dönemde Win kullanan müşterilerimizin ilgisindeki artış da bunun bir göstergesi.
► Sürdürülebilirlik ve yerli üreticiye destek alanında bu sene hangi çalışmalar ön planda?
Sürdürülebilirliği iş modelimizin merkezinde konumlandırıyoruz. “Tarladan Sofraya doğrudan tedarik modelimizle çiftçiden ürünleri aracı olmadan alıyor, üreticilerimize alım garantisi sunuyoruz. Bu yıl da özellikle kendi öz markamız olan Lio Zeytin markamızla bu modeli başarıyla sürdürüyoruz. Manisa ve Gemlik’teki verimli bahçelerden elde edilen zeytinleri doğal yöntemlerle işleyerek hem tüketicimize kaliteli ürünü uygun fiyata sunuyoruz hem de yerli tarımı destekliyoruz. Zeytin ve zeytinyağlarımız üretimin her aşamasında kontrol edilerek el değmeden paketlenip en lezzetli ve kaliteli haliyle raflarla buluşuyor. Yine öz markalarımızdan çerez markamız Amigo ile yerli üretimi destekliyor, uygun fiyatlarımızla kaliteyi erişilebilir kılıyoruz. Fındıktan ay çekirdeğine, Antep fıstığından kuru meyve çeşitlerine Amigo çerezlerinin üretiminde tüm süreci hasattan raflara kadar titizlikle takip ediyoruz. Ürünleri sıkı kalite kontrol süreçleriyle modern üretim tesislerinde, minimum atıkla ve el değmeden üretiyoruz. Ülkemizin lezzetlerine verdiğimiz değerle iyi ürünü uygun fiyata sunarak müşterilerimizin doğru beslenme alışkanlıklarına katkıda bulunuyoruz. “ŞOK’ta Ben de Varım” projemiz ile kadın kooperatiflerinin ürettiği el emeği ürünleri mağazalarımızda müşterilerimizle buluşturmaya devam ediyoruz. Kadınların üretime ve ekonomiye katılımını teşvik eden, sosyal olarak da güçlenmelerini sağlayan bu modelle bugüne kadar 200 bine yakın ürünün satışını gerçekleştirdik. Geçtiğimiz aylarda bu projeyle “Kadın Dostu Markalar Farkındalık Ödülü’ne layık görülmekten büyük mutluluk duyduk.
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.