“ÖDEME SİSTEMLERİNDE YEŞİL DÖNÜŞÜM: KARBON NÖTR FİNANS”

Dijitalleşme, finansal teknolojilerde büyük bir devrim yaratırken, sürdürülebilirlik de artık bu dönüşümün ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Dünyanın dört bir yanında bankalar, fintech şirketleri ve ödeme sağlayıcıları karbon ayak izini azaltma ve çevre dostu çözümler geliştirme yarışında. Peki, ödeme sistemlerinde yeşil dönüşüm nasıl gerçekleşiyor ve karbon nötr finans ne anlama geliyor? Karbon nötr finans, finansal kurumların ve ödeme altyapılarının sebep olduğu sera gazı emisyonlarını en aza indirip, kalan emisyonları da dengeleyerek net sıfır karbon salımı hedeflemesi olarak tanımlanıyor. Bu yaklaşım sadece operasyonel süreçlerde değil, dijital ödeme altyapılarında, veri merkezlerinde ve kart üretim zincirlerinde de geçerli. Temassız ödemeler, mobil cüzdanlar ve çevrim içi alışverişler, kağıt ve plastik kullanımını azaltıyor gibi görünse de arka plandaki enerji tüketimi çoğu zaman göz ardı ediliyor. Veri merkezlerinin enerji ihtiyacı, sunucuların sürekli çalışması ve blockchain tabanlı ödeme çözümlerinin yüksek işlem gücü gereksinimi, karbon salımına önemli ölçüde katkı sağlıyor.

KÜÇÜK ADIMLARDAN BÜYÜK SONUÇLARA

Finansal teknolojilerde yaşanan dijital dönüşüm, ödeme sistemlerini daha hızlı ve erişilebilir hale getirirken sürdürülebilir bir geleceğe yönelik zorlukları da beraberinde getiriyor. Karbon nötr finans, sadece iş süreçlerini değil, kart üretiminden veri merkezlerine, nakden ödemeden dijital platformlara kadar geniş alanda çevresel etkiyi minimize etmeyi hedefliyor. Sürdürülebilir Kart Üretimi: Bankalar, PVC yerine biyobozunur veya geri dönüştürülmüş malzemelerle kart üretimine yöneliyor.

Karbon Ayak İzi Takibi: Fintech uygulamaları, kullanıcıların harcamalarına bağlı olarak karbon ayak izini hesaplayan ve dengeleme önerileri sunan özellikler geliştiriyor.
Yenilenebilir Enerji Kullanımı: Ödeme ağları ve veri merkezleri, operasyonlarını güneş ve rüzgar enerjisiyle destekleyerek karbon salımını minimize ediyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİR FİNANSIN ÖNEMİ

Sürdürülebilir finans sadece bir çevre meselesi değil, aynı zamanda bir gelecek yatırımı anlamına geliyor. Çevreye duyarlı ödeme altyapıları, kullanıcıların ve yatırımcıların beklentilerini karşılamanın ötesinde uzun vadede maliyetleri düşürüyor ve şirketlerin marka değerini artırıyor. Çevreye etki konusunda ise ele alınması gereken başlıca konular ve sorumluluklar aşağıdaki gibi sıralanıyor:
Dijital Ödemelerin Büyümesi ve Enerji Tüketimi
Euro Bölgesi’nde nakit dışı ödemelerin oranı, 2016’da yüzde 21 iken 2022’de yüzde 41’e yükselerek dijitalleşmenin hız kazandığını gösteriyor. Ancak dijital sistemler de enerji tüketimi yaratıyor. Veri merkezleri yalnızca küresel elektrik talebinin yüzde 1’inden sorumlu. Dijital hizmetler, küresel sera gazı salımının yüzde 2-4’ünü oluşturuyor. Bu oranın önemli bir kısmı çip üretiminden kaynaklanıyor.
Nakitsiz Ödemeye Karşı Nakit: Karbon Ayak İzi Kıyaslaması
Almanya’da bir yüz yüze nakit ödemesi, dijital ödemeye kıyasla 5,9 kat daha fazla küresel ısınma etkisi yaratıyor. Bu fark, İtalya’da 2,1 kat, Finlandiya’da ise tam 23,6 kat. Ancak tamamıyla dijital ödemeler de sorunsuz değil. Yapılan araştırmalar, dijital ödeme süreçlerinin enerji kullanımının nakit taşımacılığından daha düşük olduğunu, ancak bu farkın nispeten küçük kalabileceğini de vurguluyor. Öte yandan temassız kart işlemleri ortalama 0,4 g CO₂ üretirken, çevrim içi işlemler (birden fazla doğrulama içerdiğinde) 1,5 g CO₂’ye ulaşabiliyor.
Kart Üretimi ve Plastik Bağımlılığının Çevresel Maliyeti
Yıllık yaklaşık 3,5 milyar ödeme kartı üretiliyor. Bu süreç yılda 500 bin ton CO₂ salımına neden oluyor. Ancak geri dönüştürülebilir veya biyobozunur malzemelerle yapılan alternatif kartlarla bu miktarın yüzde 43 oranında azaltılabileceği belirtiliyor.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.