Sizi şimdi alıp, yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanan, daha sonraki dönemlerde Roma İmparatorluğu’nun baskısından kaçan Hristiyanlar için devasa bir sığınak haline gelen ve tarih boyunca ticaret kolonilerini barındırarak ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran; aynı zamanda İpek Yolu’nun da önemli kavşaklarından biri haline gelen mucizevi bir yere götürüyoruz; Kapadokya’ya. Farsça “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelen ismini, Fars’ların bölgede çok güçlü ve iyi yetişmiş güzel atlara ganimet olarak sahip olmalarından alan Kapadokya, tarihi dokusu, peri bacaları, yeraltı şehirleri, kayalara oyulmuş geleneksel evleri ve diğer tüm özellikleriyle kendisini ziyarete gelenlere masaldan bir dünya sunuyor.

En batıda Aksaray’dan başlayan Kapadokya; Nevşehir, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerinin bulunduğu bölgeye doğru yayılıyor. Daha turistik olan Uçhisar, Avanos, Göreme, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve çevresine ise Kayalık Kapadokya ismi veriliyor. Her köşesinde farklı öykülerle karşılaşacağınız Kapadokya’da, Hititler’e uzanacak kadar eski ve aynı zamanda Selçuklu, Osmanlı gibi Türk medeniyetlerinin temelini oluşturan yakın tarih izlerini de bulabileceğiniz yerlere ve oluşumu yaklaşık altmış milyon yıl öncesine kadar dayanan bölgenin büyülü dokusuna gelin hep birlikte odaklanalım.

PERIBACALARI – KILISELER- MÜZELER

• Tarihi İpek Yolu’nun üstünde olan Ürgüp, çeşitli dönemlerden kalan tarihi eserler ile daha da büyülüyeci bir portre çiziyor. 1288 yılında Kılıçarslan için yaptırılan anıt mezarın yer aldığı Temenni Tepesi, Ürgüp’ün şahane manzarasını sunarken, güneşin en güzel battığı yer olarak anılıyor. 80 metre yükseklikteki tepeden hem Erciyes Dağı’nı hem de Ürgüp’ü panoramik olarak seyredip eşsiz güzellikleri kuş bakışı seyredebiliyorsunuz.

• Bölgede yer alan ve kutsal kabul edilen taka mezarları (aynı anda 5 kişinin gömüldüğü mezarlar), savaşta kadınların ve çocukların sığındığı Kadı Kalesi, 12. Yüzyılda yapıldığı tahmin edilen altı pencereli Altıkapı Türbesi, Ürgüp Müzesi, Taşkınpaşa Külliyesi de mutlaka görülmesi gereken yerlerden.

• Kapadokya’nın sembolü olan ve haklarında birçok efsane bulunan şapkalı “Üç Güzeller Peribacaları”nı da mutlaka görmeden dönmeyin.

• UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan Göreme ise Kapadokya’nın sihirli bir başka yüzü. Gökyüzünde uçuşan rengarenk balonları, akşamları ışıklarıyla bambaşka bir aleme geçiş yapan büyülü atmosferiyle burası, Kapadokya’nın en gizemli noktası. Geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan bölgede bulunan peribacalarının birinin içinde mezar bulunması, buranın mezarlık olarak kullanılmış olduğu görüşünü kuvvetlendirmiş.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.