MASAL GİBİ BİR ŞEHİR… BRUGGE

Belçika’nın kuzeyindeki Flaman Bölgesi’nde yer alan Brugge, çikolataları, Ortaçağ’dan kalan eserleri ve sandal turuna çıkılan kanallarıyla ünlü bir şehir… Tabii bundan çok daha fazlası var bu eşsiz bölgede… Kuzeyin Venedik’i olarak bilinen Brugge, eski çağlarda bulunduğu bölgenin en önemli ticaret merkezi olmasının yanı sıra 13. yüzyıldan itibaren menkul kıymetler borsacılığının geliştiği ilk şehir olarak kabul ediliyor. Sokaklarında gezerken kendinizi Ortaçağ’da hissedeceğiniz mimariye sahip Brugge’da birçok müze ve kilise bulunuyor. Brugge tatiline değinmeden önce, bölgenin tarihine kısacık göz atmakta fayda var.

TARİHİ MİLÂTTAN ÖNCEYE UZANIYOR

İsminin eski Felemenkçe’de “köprü” anlamındaki “brugga” kelimesinden geldiği düşünülen Brugge’a ilk olarak milattan önce birinci yüzyılda Romalıların ayak bastığı söyleniyor. İlk yerleşimin milattan sonra dokuzuncu yüzyılda başlayan Brugge’u o dönem Vikingler ele geçirmeye çalışıyor, 1300’lü yıllarda bölge Fransa sınırlarına dâhil oluyor. Fransa Kralı Dördüncü Phillipe’nin yüksek vergiler talebi nedeniyle halk ayaklanıp şehirdeki tüm Fransızları öldürüyor. Ardından şehir, ticaret merkezi halini alarak İngiliz, İsveçli tacirleri kendine çekiyor. Avrupa’nın modern anlamda ilk borsası oluşmaya başlarken hayat standardının yükselmesiyle 16. yüzyılda şehir nüfusu yüz bine, zamanla 200 bine ulaşır. Ticaret ve liman şehirlerinin sayısının artmasıyla eski cazibesini kaybetmeye başlayan Brugge, 1907 yılında 50 bin nüfusa düşer ama yeniden inşa edilen şehir, kanalları ve köprüleriyle eski günlerine döner. Birinci Dünya Savaşı’nda Alman işgaline giren şehir, 1918’de özgürlüğünü geri kazanır.

BRUGGE’DE HAYAT

Müze ve ibadethaneleriyle ünlü bu şehir aynı zamanda birbirinden eşsiz güzellikteki parklara ve meydanlara da ev sahipliği yapıyor. Gelelim kentin görülmesi gereken yerlerine… 13. yüzyılda inşa edilen ve 48 zilden oluşan çan kulesi, şehrin en önemli yapılarından biri olarak karşımıza çıkıyor. “İlk Dönem Flaman Resmi” ismiyle bilinen resim tarzının ilk eserleri de 15. yüzyılda Brugge’da yer alırken kentin görülmesi gereken yerlerinin başında Grote Markt, Brug Meydanı, Minnewater Parkı, Aziz Salvator Katedrali, Kutsal Kan Bazilikası, Gruuthuse, Bira Müzesi ve Historium Müzesi bulunuyor. 2000 yılı itibariyle UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alarak 2002’de Avrupa Kültür Başkenti ilan edilen Brugge, çikolatalarıyla ünlü bir şehir. Kente yolunuz düşerse eşsiz çikolatalarını denemeden dönmeyin. Gündüz tarihi ve egzotik mekânlarını gezerek geçireceğiniz tatil programınızda kendinizi çok yormayın. Çünkü Brugge, gündüz ne kadar dolu dolu bir hayat vaat ediyorsa gece de bir o kadar renkli ve canlı… Her zevke hitap eden barları, gece kulüpleri arasında Staminee de Garre, Cafe de Vuurmolen, Cafe the Night, Cathedraak, The Druid’s Cellar, Eiemarkt, Oud Sint-Jan, Vlamingstraat gibi pek çok mekân bulunuyor. Daha sakin bir gece hayatı isteyenler için de sinema ve tiyatro salonları da çok geç saatlere kadar açık oluyor.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.