“TÜRKİYE EKONOMİSİNDE GELİNEN NOKTA VE BEKLENTİLER”

Türkiye, pandemi sonrası yükselen enflasyon eğilimi karşısında, enflasyonu hedef alıp düşürmeye çalışan pek çok ekonominin tersine, büyümeyi ve istihdamı korumayı hedef aldı. 2021 yılında COVID-19 salgınının ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik alınan tedbir ve destekler ile aşılamada hızlı şekilde yüksek oranlara ulaşılması neticesinde Türkiye ekonomisi, 2021 yılı genelinde yüzde 11,4 oranında büyüyerek, son elli yılın en yüksek büyüme hızına ulaştı. Böylece Türkiye ekonomisi, küresel kriz sonrası kesintisiz büyüme sürecini sürdürerek, önemli bir başarı elde etti. 2022 yılının ilk yarısında da ekonomik faaliyetler canlılığını sürdürdü. RusyaUkrayna savaşıyla beraber artan hammadde ve enerji maliyetlerine ek olarak, bölgesel tedarik zincirlerindeki aksamaların Türkiye ekonomisinin büyüme performansı üzerindeki etkileri sınırlı oldu. Artan iç ve dış talep sayesinde Türkiye ekonomisi yılın ilk yarısında yüzde 7,5 oranında güçlü bir büyüme oranı kaydetti. Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin sanayi üretimi, imalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi PMI ve kapasite kullanım oranları gibi göstergeler, ekonomideki güçlü büyüme ivmesinin bir miktar hız keseceğine işaret etmekle beraber, üçüncü çeyrekte turizm sektöründeki olumlu görünüm, büyümeyi destekleyen bir unsur olarak öne çıkıyor. Orta Vadeli Program (2023-2025) hedefleri çerçevesinde, 2022 ve 2023 yıllarında ekonomik büyümenin yüzde 5 oranında gerçekleşmesi bekleniyor. (Şekil 1) Kamu tüketimi ise yıllık bazda ilk çeyrekte yüzde 3,1 oranında artarken, ikinci çeyrekte yüzde 2,3 yükseliyor. İlk çeyrek büyümesine 0,4 puan katkı veren kamu tüketimi, ikinci çeyrek büyümesine ise 0,3 puan katkıda bulunuyor. Net mal ve hizmet ihracatı, 2022 yılının ilk çeyreğinde büyümeye 3,0 puan, ikinci çeyrekte ise 2,7 puan katkı yapıyor. Böylece net mal ve hizmet ihracatının ilk yarıdaki ekonomik büyümeye katkısı 2,9 puan seviyesinde gerçekleşiyor. 2021 yılı, salgının olumsuz etkilerinin giderildiği, iş gücüne katılımın ve istihdamın hızla toparlanıp eski seviyelerine yakınsadığı bir yıl oldu. Güçlü iktisadi faaliyet ve dış talep, ekonominin istihdam yaratma kapasitesine olumlu yansıdı ve 2021 yılının ikinci çeyreğinde istihdam, salgın öncesi seviyelerin üzerine çıktı. 2022 yılının ilk yarısında da istihdamdaki artış devam etti ve toplam istihdam 30 milyonu aştı. İstihdamdaki artışın, iş gücüne katılım ve nüfustaki artışları aşması sonucu işsizlik oranı gerileme gösterdi. Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre 2022 yılı Ağustos ayında istihdam oranı yüzde 47,9, iş gücüne katılım oranı yüzde 53, işsizlik oranı ise yüzde 9,6 olarak gerçekleşti. Yılın geri kalanında da iş gücüne katılımın ve istihdamın artış eğilimini sürdürmesi bekleniyor. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı, 2022 yılı Ağustos ayında yüzde 9,6 olarak gerçekleşti. Normalleşme adımları ve toparlanmayla birlikte iş gücüne katılımda yaşanan artışa rağmen güçlü istihdam yaratılmasına bağlı olarak mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı, aşağı yönlü eğilimini devam ettirdi. (Şekil 2) 2022 yılı Ağustos ayında mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,4 puan azalırken, iş gücüne katılım oranı özellikle erkeklerin katılımının artmasına bağlı olarak, önceki aya göre 0,4 puan artarak yüzde 53 olarak gerçekleşti. (Şekil 2) 2021 yılında küresel ekonomi ve ticarette genel olarak güçlü bir seyir gözlendi. 2022 yılının ilk aylarında devam eden olumlu görünüm, Rusya-Ukrayna savaşı ve küresel düzeyde para politikasında sıkılaştırıcı uygulamaların etkisiyle bozulmaya başladı. Bu süreçte dış ticarette özellikle ithalat fiyatlarında ciddi artışlar meydana geldi ve enerji ithalatı tarihi yüksek seviyelere ulaştı. İhracat ise yılın ilk yarısında güçlü artışını sürdürmüş olmakla birlikte sonrasında başlıca ihraç pazarlarındaki gelişmelerden dolayı ivme kaybına uğradı. 2022 yılı, turizm gelirleri bakımından artış eğiliminin devam ettiği bir dönem oldu. Turizm gelirlerinin salgın öncesi seviyelerinin üzerine çıkması, hizmetler dengesine olumlu yansıdı. 2021 yılında ihracattaki hızlı yükseliş ivmesi ve turizm gelirlerinde artışa ek olarak altın ithalatındaki düşüş sonrası, yüksek büyümeye rağmen düşüş kaydeden cari işlemler açığının GSYH’ya oranı yüzde 1,7 seviyesinde gerçekleşti. Orta Vadeli Program’a (2023-2025) göre cari işlemler açığının GSYH’ya oranının 2022 yılında enerji ithalatındaki artışın etkisiyle yüzde 5,9’a yükseleceği, 2023 yılında ise yüzde 2,5 seviyesinde gerçekleşeceği öngörülüyor.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.