YEŞİL BİLİNÇLİ TÜKETİCİ TALEBİNE CEVAP: YEŞİL PAZARLAMA VE BİLEŞENLERİ

Günümüz şirketlerinin en büyük toplumsal sorumluluğu çevresel olumsuzlukları en aza indirgemek ve bu yönde hamleler yapmak üzerine kurulu. Yaşadığımız iklim krizi bunun en büyük nedeni olsa da bu sorun olmasa dahi, tüketicinin ve özellikle yeni kuşakların gelişen bilinci, değişen bakış açısı ve beklentile – ri artık şirketlere bu sorumlulukları yüklüyor. Tüketicilerin özellikle çevreye karşı duyarlılıkları artarken bu duyarlılığa sahip markalara yönelmesi, çevre dostu ürünleri tercih et – mesi sonucu şirketler de ürün yelpazelerinden pazarlama süreçlerine kadar tüketiciye doğru cevapları vermek zorun – da. Ürün ambalajından son kullanımından sonra atık haline geldiği aşamaya kadar yeşil kaliteyi içeren “Yeşil Pazarlama” (Green Marketing) kavramı da bu konuları ölçü tutan tüketi – ciye ulaşmanın en sağlıklı yolu olarak öne çıkıyor. Bu model aslında pazarlama süreçlerinin ötesinde birçok noktaya da temas ediyor. Üretim aşamasından lojistiğe, hatta şirket ya – pısına dahi… İlk olarak Amerikan Pazarlama Birliği (AMA) tarafından 1975 yılında bir seminerde dile getirilen model, “Pazarlama faaliyetlerinin çevre kirliliği, enerji tüketimi ve diğer kaynakların tüketimi üzerine olumlu veya olumsuz et – kileriyle ilgili çalışmalardır” şeklinde tanımlanıyor.

KURALLAR VE STRATEJİLER

Çevresel pazarlama ve ekolojik pazarlama olarak da anılan bu modelin gerek toplumsal gerekse şirket bazında etki alanı çok yüksek. Aslında özünde bu model, eylemleriniz ve aksi – yonlarınızı tüketicilerinize ulaştırabilmenizle ilgili ve günü – müz tüketicisi bir markadan tam da bunu bekliyor. Yeşil pa – zarlama sürecinde literatüre girmiş olan 4S kuralı ise sürecin işleyişini ortaya koyuyor.

Tatmin (Satisfaction): Tüketicilerin gereksinimlerinin ve isteklerinin tatmini.
Sürdürülebilirlik (Sustainability): Ürünün enerji ve kaynaklarının devamlılığının sağlanması.
Sosyal Kabul (Social Acceptibility): Ürünün veya işletmenin canlılara, doğaya zarar vermemesi konusunda sosyal kabul görmesi.
Güvenlik (Safety): Ürünün kişilerin sağlığını tehlikeye atmaması.

Tanıtım ve reklamdan çok daha fazlasını ifade eden yeşil pazarlama, bir şirketin tüm faaliyetlerini elden geçirmesi ve çevre duyarlılığına gerçekten sahip olmasını gerektiriyor. Söylemlerin ötesinde harekete inanan yeni nesil tüketiciyi kazanmanın yolu da buradan geçiyor. Etkili bir yeşil pazarla – ma stratejisi oluşturmanın birkaç adımı var:

Operasyonlarınızın tamamında samimi ve şeffaf olmak
• Çevresel girişimleri, programları ve eğitimleri desteklemek
• Değerlerinizi yansıtan iş ortaklıkları kurmak (Tedarikçiler, lojistik ve benzeri) • Sorumlu atık imha uygulamalarını benimsemek
• Çevreye zararı olan ürünleri tespit ederek varsa üretimini durdurmak
• Ambalaj malzemelerinin geri dönüşüm olanaklarını sağlamak
• Uzun dönemli planlar geliştirmek
• Sosyal medyayı tanıtım için daha yoğun kullanmak

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.