“DOMİNO ETKİSİNİ TETİKLEYEN KÜRESEL FAKTÖRLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİNİN YÖNETİM STRATEJİSİ”
Küresel ekonomik bütünleşmeyle birlikte ulusal düzeyde yaşanan ekonomik şokların diğer ülkelere yayılması daha muhtemel hale geldi. Türkiye ekonomisi küresel ekonomiye artan entegrasyonu sebebiyle dışsal şoklara karşı kırılgan hale gelirken, bu şokların yönetimi de politika yapıcılar için öncelikli bir konu oldu. Bu makalede, küresel ölçekte Türkiye’ye domino etkisiyle yansıyabilen ekonomik faktörler analitik ve kuramsal çerçevede inceleniyor. Söz konusu şokların yönetilmesine yönelik politika seçenekleri güncel akademik literatür temelinde değerlendiriliyor.
1. GİRİŞ
Küreselleşme, ekonomik ilişkilerin ulusal sınırları aşarak uluslararası düzeye taşınmasını sağladı ve finansal entegrasyonu giderek artırdı (Stiglitz, 2020). Bu süreçte, gelişmekte olan ülkeler dış kaynak bağımlılıklarının artması ve mali piyasalarının küresel dalgalanmalara entegrasyonu nedeniyle dışsal şoklara daha açık bir yapıya kavuştu (Claessens ve Kose, 2013). Özellikle “domino etkisi” veya “bulaşıcılık” (contagion), bir ülkede gerçekleşen ekonomik veya finansal sarsıntının kısa sürede diğer ülkelere özellikle de kırılgan yapılara sahip ekonomilere hızla yayılmasına yol açıyor (Forbes&Rigobon, 2002; Dornbusch, Park&Claessens, 2000). Türkiye ekonomisinin son kırk yılda gösterdiği yapısal dönüşüm, dışa açıklığın ve finansal serbestleşmenin artması ülkeyi küresel şoklara karşı daha hassas bir konuma getirdi (Özatay&Sak, 2023). Son yıllarda küresel finansal krizler, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, tedarik zinciri aksaklıkları ve jeopolitik gerilimler gibi küresel ekonomik faktörler Türkiye üzerinde ciddi domino etkileri yarattı.
2. KÜRESEL EKONOMİK FAKTÖRLERİN MEKANIZMASI VE DOMİNO ETKİSİ
Küresel ekonomide ülkeler arası karşılıklı bağımlılığın artması, bir ekonomide yaşanan şokun domino etkisiyle hızla başkalarına yayılması riskini önemli ölçüde artırdı (Dornbusch, Park&Claessens, 2000). Bu yayılım, ticaret, finans, beklentiler ve jeopolitik faktörler üzerinden makro ekonomik değişkenlerde hızlı ve çoğu zaman şiddetli dalgalanmalara neden olabiliyor.
2.1. FİNANSAL SEKTÖRDE BULAŞICILIK VE SERMAYE HAREKETLERİ
Finansal piyasaların küresel olarak bütünleşmesiyle birlikte bir ülkede başlayan finansal şokların kısa sürede diğer ülkelere aktarılması olasılığı arttı (Allen&Gale, 2000). Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, dış finansman ihtiyacını çoğunlukla yabancı sermaye girişleriyle karşılıyor. Özellikle portföy yatırımlarına ve kısa vadeli sermaye akımlarına yüksek oranda bağımlı hale geliyor (Fratzscher, 2012; Claessens&Kose, 2013).
MEKANIZMA
Küresel finansal kriz veya büyük bir ekonomideki faiz artışı gibi dış şoklar, risk algısında ani değişikliklerle birlikte gelişmekte olan piyasalardan sermaye çıkışını tetikleyebilir. Bu durum, döviz kurları ve varlık fiyatlarında hızlı dalgalanmalara ve finansal istikrarsızlığa yol açabilir (Aizenman et al., 2016). Türkiye’de, 2013 FED Tapering (parasal genişlemenin azaltılması) süreci ve 2018-2023 dönemindeki global faiz artış döngüleri sırasında büyük çaplı sermaye çıkışları, döviz kuru krizlerine ve piyasa oynaklığının artmasına neden oldu (Çolak, Aysan&Demirgüç-Kunt, 2020).
LİTERATÜR VE TÜRKİYE BAĞLAMI
Literatürde “contagion-bulaşıcılık” kavramı, finansal bağlantılar (örneğin bankalar arası kredi ilişkileri), yatırımcı davranışındaki herd effect (sürü psikolojisi) ve portföyün yeniden dengelenmesi gibi kanallarla açıklanıyor (Forbes Rigobon, 2002). Türkiye’de 2001 ve 2018 kur krizlerindeki deneyim, finansal bulaşıcılığın makroekonomik göstergeler ve fiyat istikrarı üzerinde yıkıcı sonuçlar doğurduğuna işaret ediyor (Reinhart&Rogoff, 2009).
2.2. ENERJİ VE EMTİA FİYATLARINDAKİ DALGALANMALAR
Küresel enerji ve emtia piyasalarındaki volatilite, enerji ve girdi ithalatına bağımlı olan ülkelerin makroekonomik istikrarı açısından temel bir risk alanı. Türkiye, enerji ihtiyacının büyük bölümünü ithalat yoluyla karşılayan bir ülke. Bu nedenle petrol, doğalgaz ve diğer temel emtialardaki fiyat artışları, cari açık, enflasyon, büyüme ve döviz rezervleri üzerinde doğrudan etkili oluyor (World Bank, 2024; IEA, 2023).
MEKANİZMA
Küresel petrol fiyatlarında ani yükseliş Türkiye’nin ithalat faturasını artırırken, enerji maliyetlerindeki artış üretici fiyat endeksine (ÜFE) ve nihayetinde tüketici enflasyonuna (TÜFE) yansır. Enerjiye bağımlı sektörlerde maliyet baskısı artar. Bu da rekabet gücünü azaltabilir. Enerji fiyatlarının neden olduğu cari açık artışı ise döviz talebini yükseltir ve kur oynaklığını artırır (Demirtaş&Aktaş, 2021).
ÖRNEK: 2022 ENERJİ KRİZİ VE TÜRKİYE’YE YANSIMALARI
2022 yılında Rusya-Ukrayna savaşı ile tetiklenen enerji krizi, Türkiye’nin hem enerji ithalat borcunu hem de enflasyonunu tarihi rekor seviyelere yükseltti. Akaryakıt, elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artış, başta ulaştırma ve sanayi sektörleri olmak üzere geniş alanda maliyet sarmalını tetikledi (IMF, 2023).
LİTERATÜR VE AMPİRİK BULGULAR
Araştırmalar, enerji fiyatlarındaki yüzde 1’lik artışın gelişmekte olan ülkelerde enflasyonu önemli ölçüde artırdığını gösteriyor (Hamilton, 2009). Ayrıca, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalarla ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin özellikle enerji ithalatçısı ülkelerde daha negatif olduğu ortaya konuluyor (Demirtaş&Aktaş, 2021).
2.3. KÜRESEL TİCARET VE TEDARİK ZİNCİRİ AKSAKLIKLARI
Küreselleşmeyle birlikte üretim süreçlerinin ve ticaret akımlarının uluslararası hale gelmesi, ülkeleri dış şoklara karşı daha hassas kıldı (Baldwin&Freeman, 2022). Türkiye, Avrupa Birliği başta olmak üzere dünya ekonomisiyle entegre üretim ağlarının bir parçası.
MEKANİZMA
Küresel bir tedarik zinciri şoku (örneğin pandemi, liman krizleri, bölgesel çatışmalar) ara malı, hammadde ve nihai ürün tedarikinde gecikmelere, maliyet artışına veya arz kesintilerine neden olur. Özellikle yüksek ithal girdi oranına sahip imalat sanayi sektörlerinde üretim kaybı ve fiyat dalgalanmaları görülebilir (Erdem&Yılmaz, 2022).
TÜRKİYE ÖRNEGİ
COVID-19 pandemisi sırasında Türkiye’de otomotiv, tekstil ve elektronik üretimi, Çin ve Avrupa’daki tedarik zinciri aksamalarından doğrudan etkilendi. Fabrikalar geçici olarak kapandı ya da üretim planları ertelendi. Bu süreçte lojistik maliyetleri de ciddi şekilde arttı (Sönmez&Yılmaz, 2022).
LİTERATÜR VE AMPİRİK BULGULAR
Araştırmalar, küresel tedarik zincirlerindeki küçük bir aksamanın dahi domino etkisiyle birçok ülkenin üretim ve dış ticaretini olumsuz etkilediğini kanıtlıyor (Baldwin&Freeman, 2022). Küresel şokların işsizlik ve büyüme üzerindeki olumsuz etkisi özellikle tedarik ağına yüksek derecede entegre ekonomilerde daha şiddetli yaşanıyor (Sönmez&Yılmaz, 2022).
2.4. JEOPOLİTİK GERİLİMLER VE POLİTİK RİSKLER
Jeopolitik riskler ve bölgesel çatışmaların küresel bir domino etkisiyle ekonomik ve finansal piyasalar üzerinde büyük dalgalanmalara yol açma potansiyeli var (Bruckner&Ciccone, 2010). Türkiye’nin Orta Doğu, Kafkasya ve Doğu Akdeniz’deki kritik jeopolitik konumu, ülkeyi bu şoklara karşı daha açık hale getiriyor.
MEKANİZMA
Bölgesel savaşlar, yaptırımlar, ticaret kısıtlamaları veya siyasi belirsizlikler yatırım kararlarını engelleyebilir, ticaret akımlarını bozabilir ve uluslararası sermaye girişlerini yavaşlatabilir. Politik risk endekslerindeki yükseliş, döviz kuru oynaklığını ve ülke risk primini artırır (Türkkan, 2023).
TÜRKİYE ÖRNEGİ
Rusya-Ukrayna savaşı, Türkiye’nin enerji, tarım ve turizm sektörlerini doğrudan etkiledi, finansal piyasalarda belirsizlik ve dalgalanma yarattı. Yaptırım uygulanan komşu ülkelerle olan ticaret ilişkileri sekteye uğradı. Aynı zamanda siyasi risk primleri de yükseldi (Türkkan, 2023).
LİTERATÜR VE AMPİRİK BULGULAR
Jeopolitik risklerin ekonomik büyüme ve yatırım üzerindeki negatif etkili olduğu, bu tür risklerin ticaret hacmini de daralttığı ampirik olarak gösterildi (Bruckner&Ciccone, 2010). Özellikle enerji yolları ve tedarik koridorları üzerindeki gerilimler, gelişmekte olan ülkelerde makroekonomik kırılganlığı artırdı.
2.5. BEKLENTİLER, GÜVEN ŞOKLARI VE BİLGİ AKIŞI
Küresel şokların domino etkisi sadece reel ve finansal kanallar üzerinden değil, beklentiler ve piyasa güveni üzerinden de hızla yayılabilir (Forbes&Rigobon, 2002). Bilgi akışının artması, şokların algılanış biçimini ve ekonomik aktörlerin davranışlarını anında etkileyebilir.
MEKANİZMA
Global kriz haberleri, uluslararası yatırımcıların risk algısını hızla değiştirebiliyor ve gelişmekte olan ülke varlıklarından ani sermaye çıkışlarına yol açabiliyor. Ayrıca, tüketici ve yatırımcı güvenindeki keskin düşüşler, harcama ve yatırım kararlarında gecikmeye veya iptale yol açabiliyor (Aizenman et al., 2016).
TÜRKİYE BAĞLAMI
Türkiye’de 2018 ve 2021 sonrasında yaşanan döviz krizlerinde beklenti yönetiminin zayıflaması politika otoritesine olan güvenin zedelenmesiyle birleşince finansal piyasalardaki oynaklığı daha da artırdı (Özatay&Sak, 2023).
LİTERATÜR
Lucas (1972) ve sonrasında geliştirilen beklentiler teorisi, kararların bugüne ilişkin global bilgi ve öngörülerle şekillendiğini ortaya koyar. Bu nedenle şeffaf iletişim, makroekonomik göstergelerin güvenilirliği ve politika açıklamalarının tutarlılığı şokların büyüklüğünü azaltıcı önemli faktörler.
3. TÜRKIYE’DE DOMİNO ETKİSİNİN YÖNETİMİ: POLİTİKALAR VE STRATEJİLER
Türkiye, küresel şokların domino etkisine karşı hem finansal hem de reel sektör düzeyinde bir dizi politika ortaya koymak zorunda. Bu yönetim süreci, ekonomi politikası araçlarının uyumu ve etkinliği kadar kurumsal kapasitenin ve sürekli güncellenen risk analizi yaklaşımlarının geliştirilmesine de bağlı (Özatay&Sak, 2023).
3.1. MAKROEKONOMİK POLİTİKA ESNEKLİĞİ VE MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZLIĞI
Küresel şoklara karşı para ve maliye politikalarının esnek ve uyumlu uygulanması gerekir (Aizenman et al., 2016). Türkiye’de para politikası, özellikle döviz kuru ve fiyat istikrarı açısından kritik önemdedir. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, piyasa güveni ve hızlı müdahale kapasitesi sağlar (IMF, 2023). Ancak son yıllarda bu bağımsızlık zedelenmiş, finansal istikrar ve beklenti yönetimi olumsuz etkilenmiştir. Araştırmalar, bağımsız Merkez Bankası ile düşük enflasyon arasında güçlü bir ilişki olduğunu göstermektedir (Alesina & Summers, 1993). Maliye politikasının zamanlaması ve otomatik stabilizatörler ise dalgalanmaların etkisini azaltır (OECD, 2022).
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.