“ETKİLEYİCİ BİR ETKİNLİK ÖTESİNDE, DENEYİM MİMARİSİ İNŞA EDİYORUZ”
Zeynel MIZRAKLI – Socrates Creative Events – Kurucu ve CEO’su
Markalar için yalnızca etkinlik değil, anlam yaratan deneyimler tasarlayan Socrates Creative Events, etkinlik yönetimini strateji, yaratıcılık ve teknolojiyle buluşturarak sektörde fark yaratıyor. Deneyim odaklı, özgün ve sürdürülebilir projelerle markaların hedef kitleleriyle daha güçlü bağlar kurmasını sağlayan ajans, her etkinliği bir hikaye olarak kurguluyor ve katılımcıları bu hikayenin aktif parçası haline getiriyor. Teknolojinin yaratıcı entegrasyonu, kişiselleştirilmiş deneyimler ve sosyal etki odaklı projelerle fark yaratan Socrates Creative Events, aynı zamanda global ölçekte büyüme hedefleriyle dikkat çekiyor. Business Türkiye okuyucuları için sorularımızı yanıtlayan Socrates Creative Events – Kurucu ve CEO’su Zeynel Mızraklı, ajansın vizyonunu, sektördeki dönüşümü ve geleceğe yön veren stratejilerini aktarıyor.
► Socrates Creative Events’in doğuş hikayesi nedir? Grubun genel vizyonu içinde bu yapılanmanın yeri nasıl tanımlanıyor, bu süreci başlatan motivasyonlarınız ve temel hedefleriniz neler oldu?
1998 yılında kurulan Socrates, turizm-otelcilik, inşaat, enerji, uluslararası ticari danışmanlık odaklı iş kollarında faaliyet gösteren, farklı disiplinlerdeki deneyimleriyle işinin merkezine sürdürülebilir büyümeyi ve yenilikçi çözümleri alan köklü bir yapı. Socrates Creative Events ise bu çok katmanlı yapının içinde markalar için kalıcı değer yaratmayı ve özgün deneyimler tasarlamayı hedefleyen stratejik bir büyüme adımı, aynı zamanda geleceğe dönük bilinçli bir yatırım olarak konumlandırıldı. Kuruluş motivasyonumuz, markaların hedef kitleleriyle daha güçlü ve kalıcı bağlar kurmasını sağlamak, yaratıcı, yenilikçi ve duygusal deneyimler tasarlamak. Amacımız yalnızca etkinlik organize etmek değil, her aşamasında strateji barındıran, duygusal bağ kurabilen, anlam yaratan, ölçülebilir sonuçlarla desteklenen özgün projeler geliştirmek ve etkinlikleri etkili birer iletişim aracına dönüştürmek. Bugün, her projeye aynı vizyon ve özenle yaklaşıyor; daha derin, kalıcı bir perspektif içinde, markaların ruhunu yansıtan sahici deneyimlerle fark yaratmayı sürdürüyoruz.
► Socrates Creative Events’in yalnızca etkinlik üreten değil, aynı zamanda “anlam yaratan” bir yapı olduğunun altını çiziyorsunuz. Bu yaklaşım ve anlayışınızı detaylandırır mısınız?
Öncelikli hedefimiz, markaların mesajlarını yalnızca ileten değil, aynı zamanda hissettiren, anlamlandıran ve anı yaşatan deneyimlere dönüştürmek. Etkinlik tasarımını yalnızca mekan, dekor ve süreç yönetiminden ibaret bir organizasyon şeması olarak değil, bir fikri, duyguyu somutlaştıran, etki üreten, amaç odaklı iletişimin sahaya yansıyan en güçlü ifadesi olarak görüyoruz. Etkinliklerin estetik olarak beğenilmesi ya da görsel olarak takdir edilmesi kuşkusuz önemli. Ancak bizim için esas olan, katılımcının etkinlik sonrasında markayla daha güçlü bir bağ kurması, bu bağın derinleşmesi ve yaşanan deneyimin uzun vadeli etkileşime dönüşmesi. “Anlam yaratmak” yaklaşımımızın temelinde, markanın özünü derinlemesine analiz eden ve bu özü hedef odaklı, özgün kurgularla sahaya yansıtan uygulamalar yer alıyor. Markanın kimliğinden referans alarak, zihinde kalan, ruha dokunan, duygusal bağların kurulduğu projeler tasarlıyoruz. Her projeye başı, gelişimi, zirvesi ve finali olan bir hikaye gibi yaklaşıyor, etkinliklerin her birini kendine has iletişim kurgusuyla temellendiriyoruz. İçerik, mekan, teknoloji ve deneyimi birbirine entegre ederek “anlamlı, etkili ve unutulmaz” bir bütünlük oluşturuyoruz. Katılımcıları yalnızca izleyici değil, o hikayenin aktif ve değerli parçaları olarak görüyor, onların deneyimleyebileceği, bağ kurabileceği sahici anlar yaratmak için çalışıyoruz. Bu felsefe ve disiplin de bizleri yüzlerce etkinlik içinden sıyrılan, konuşulan, hatırlanan ve hatta sektörde örnek olarak gösterilen projelerin yaratıcısı haline getiriyor.
► Ajansınızı öne çıkaran unsurları anlatır mısınız? Oluşturduğunuz deneyimi farklı kılan detayları sizden dinleyebilir miyiz?
Socrates Creative Events’in en güçlü yönü, strateji, yaratıcılık ve uygulama becerisini aynı potada buluşturabilmesi. Özgünlük, detaylara verilen özen ve kreatif yaklaşım bizim için bir tercihten ziyade markaya karşı duyduğumuz bir sorumluluk. Pek çok ajans sonuca ulaşmaya çalışırken, biz sürece doğru soruyu sorarak başlıyor, çözüm üretmeyi önceliklendiriyoruz. Çünkü doğru tanımlanmış sorunun etkili bir deneyimin temelini oluşturduğunu biliyoruz. Tasarımda, içerikte ve sahnelemede her detayın marka DNA’sıyla uyumlu olması bizim için vazgeçilmez. Her projemizde marka kimliğiyle birebir örtüşen bir anlatı ve deneyim dili geliştiriyoruz. Estetik, teknoloji ve ana mesajı tek bir çizgide buluşturarak yalnızca dikkat çekici değil, aynı zamanda hedef odaklı, ölçülebilir ve kalıcı işler üretiyoruz. Ayrıca, hızla değişen trendlere hızlıca uyum sağlayabilme yeteneğimiz bizi hem yerel hem global projelerde güçlü bir oyuncu haline getiriyor. Pandemi döneminde Türkiye’nin ilk online etkinliğini gerçekleştirmemiz, değişen koşullara ne kadar hızlı uyum sağladığımızın, vizyoner bakış açımızın ve cesaretimizin de somut bir göstergesi. Yine, dijitalleşmeyi erken dönemde benimseyen ajanslardan biri olarak fark yaratıyoruz. Teknolojiyle yaratıcı düşünceyi birleştirerek markalara kişiselleştirilmiş, etkileşim odaklı projeler ve çözümler sunuyoruz. Kısacası, içgörüsü güçlü, stratejisi net ve etkisi uzun ömürlü işler üreterek sektörde kalıcı değer yaratmayı sürdürüyoruz.
► Bir etkinlik yaratılırken öncelikle neye odaklanıyorsunuz? Hikaye mi, mekan mı, marka mı? Süreci nasıl başlatıyorsunuz? Kurumsal etkinlik sektörünün geldiği noktaya dair değerlendirmeleriniz neler?
Her projeye “neden?” sorusuyla başlıyoruz. Hikaye, marka ve mekan bir bütünün parçaları. Ancak ilk adım, bu etkinliğin markaya ve katılımcıya ne anlatmak istediğini netleştirmek olmalı. Etkileyici ve anlamlı bir deneyim tasarlayabilmek için marka değerleriyle uyumlu bütünsel bir bakış açısı geliştirmek bizim olmazsa olmazımız. Marka ne söylemek istiyor? Hedef kitlesi kim? Hangi duyguyu tetiklemeyi amaçlıyor? Yani ilk adımda markanın yol haritasını, kurum kültürünü ve hedef kitlesiyle kurduğu ilişki biçimini derinlemesine analiz ediyoruz. Bu sorulara net yanıtlar tanımladıktan ve anlatacağımız hikayenin temelini oluşturduktan sonra mekan bu hikayenin sahnesi, tasarım ise duygusal atmosferi haline geliyor.
Kurumsal etkinlik sektörü, bugün fonksiyonel organizasyonlardan deneyimsel tasarıma doğru güçlü bir dönüşüm yaşıyor. Katılımcılar artık sadece izlemek veya bilgi almak değil, hissetmek, bağ kurmak, katkı sunmak ve o anın parçası olmak istiyor. Deneyimin merkezde olduğu interaktif kurgular, hibrit yapılar, veri analitiği ve anlam yüklü sürdürülebilir uygulamalar öne çıkıyor. Bu da sektörü daha yaratıcı, teknolojik ve stratejik düşünmeye zorluyor. Bu değişim Socrates Creative Events’in yaklaşımıyla çok yakından paralellik gösteriyor. Biz sadece etkileyici bir etkinlik tasarlamakla yetinmiyoruz, markalar için uzun vadeli bağlar kuran bir deneyim mimarisi inşa ediyoruz.
► Sadece unutulmaz değil, aynı zamanda “konuşulan” işler yaratmak sizin için neden önemli?
Unutulmaz bir etkinlik yaratmak önemli. Ancak bizim için asıl hedef, etkinliğin konuşulması, gündem yaratması ve sektöre ilham vermesi. Çünkü konuşulan işler yalnızca anlık etki yaratmakla kalmaz, uzun vadeli değerini inşa eder. Markanın iletişim gücünü artırır, güçlü algısını pekiştirir ve hedef kitleyle bağ kurulmasına katkı sağlar. Katılımcı, yaşadığı deneyimi çevresiyle paylaştığında markayla arasında duygusal ve kalıcı bir bağ kurar.
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.