Serdar Urçar - Geleceği̇n Iş Dünyasini Daha Akilli Ve Veri̇mli̇ Hale Geti̇ri̇yoruz

”GELECEĞİN İŞ DÜNYASINI DAHA AKILLI VE VERİMLİ HALE GETİRİYORUZ”

Hayatı iyileştiren teknolojiler geliştirme amacıyla hizmet veren HP, dünyayı daha yaşanabilir bir yer yapma sorumluluğuyla geliştirdiği teknolojisini herkes için daha iyi bir gelecek inşa etmek adına kullanıyor. Dijitalleşme, teknoloji ve yapay zeka ekseninde başarılı projelere imza atan şirket, değişime liderlik etmekten gurur duyuyor. Business Türkiye okuyucuları için sorularımızı yanıtlayan HP Türkiye Genel Müdürü Serdar Urçar, güvenlik alanında yaptıkları çalışmaları ve sürdürülebilirlik gündemlerini bizlere aktarıyor.

Gelecek döneme hazırlık yaparken, teknoloji, dijitalleşme ve yapay zekayla ilgili gelişmelere şirketinizi nasıl hazırlıyorsunuz?

Geleceğe hazırlanırken teknoloji, dijitalleşme ve yapay zeka gibi alanlara odaklanmamız şart. Bugünün iş dünyasında veriler bize çok şey söylüyor. Örneğin, HP’nin 2024 İş İlişkileri Endeksi’ne göre yapay zeka, çalışanların işle olan ilişkisini iyileştirmede kritik bir rol oynuyor. İlginç bir veri paylaşayım: Büyüyen ekonomilerdeki çalışanların yüzde 76’sı yapay zeka- nın iş yaşamlarını olumlu yönde değiştirebileceğine inanıyor. Demek ki doğru araçlara ve teknolojiye erişimi olanlar, işlerinde çok daha iyi bir deneyim yaşıyor. Bu noktada biz de HP olarak, çalışanların ihtiyaçlarına uygun, yapay zeka destekli, daha kişiselleştirilmiş çalışma ortamları sunuyoruz. Çünkü biliyoruz ki iş dünyasında verimlilik arayışıyla çalışanların işlerinden tatmin olma isteği arasındaki dengeyi kurmak çok önemli. Yapay zeka burada devreye giriyor ve doğru kullanıldığında işleri çok daha anlamlı hale getirebiliyor. İş liderlerinin de burada büyük bir sorumluluğu var. Çalışanlarını yapay zekanın sunduğu imkanlar konusunda eğitmek ve bu dönüşüme öncülük etmek. Rakamlar da bunu destekliyor. Yapay zeka kullanan çalışanlar, kullanmayanlara kıyasla işlerinden Hayatı iyileştiren teknolojiler geliştirme amacıyla hizmet veren HP, dünyayı daha yaşanabilir bir yer yapma sorumluluğuyla geliştirdiği teknolojisini herkes için daha iyi bir gelecek inşa etmek adına kullanıyor. Dijitalleşme, teknoloji ve yapay zeka ekseninde başarılı projelere imza atan şirket, değişime liderlik etmekten gurur duyuyor. Business Türkiye okuyucuları için sorularımızı yanıtlayan HP Türkiye Genel Müdürü Serdar Urçar, güvenlik alanında yaptıkları çalışmaları ve sürdürülebilirlik gündemlerini bizlere aktarıyor. ”GELECEĞIN İŞ DÜNYASINI DAHA AKILLI VE VERIMLI HALE GETIRIYORUZ” Serdar URÇAR HP Türkiye Genel Müdürü 11 puan daha fazla memnun. Üstelik bilgi çalışanlarının üçte ikisinden fazlası, daha kişiselleştirilmiş iş deneyimleri istiyor ve hatta bunun için maaşlarının bir kısmından bile vazgeçmeye hazır. Düşünsenize, çalışanlar artık sadece daha verimli olmak değil, işlerini daha özel ve anlamlı kılmak istiyor. HP olarak bu değişime liderlik etmekten gurur duyuyoruz. Yapay zeka destekli yeni nesil bilgisayarlarımız sayesinde işleri daha hızlı ve verimli hale getiriyoruz. Sinirsel işlem birimleri (NPU) sayesinde yapay zeka iş yüklerini çok daha hızlı işleyebiliyoruz. Üstelik yerleşik chatbot’larımız sayesinde kullanıcılar anında verilere erişebiliyor, rutin işlere daha az vakit harcayıp yaratıcı ve stratejik işlere odaklanabiliyor. Güvenlik ve gizlilik bizim için her zaman öncelik. Yerel yapay zeka çözümleri, verileri bulut yerine cihaz üzerinde işleyerek hem daha güvenli hem de daha hızlı bir deneyim sunuyor. Üstelik bu çözümler maliyet açısından da büyük avantaj sağlıyor. Şirketler, bulut yatırımlarını tamamlayacak yerel yapay zeka çözümleriyle harcamalarını yüzde 80’e kadar azaltabiliyor. Tabii ki HP sadece bireysel çözümler sunan bir marka değil. İş dünyası için de önemli yenilikler geliştiriyoruz. Örneğin, Poly ile video konferans deneyimlerini iyileştiriyor, OMEN ve HyperX ile oyun dünyasındaki büyümeye odaklanıyoruz. Teknoloji, iş ve oyun arasında yumuşak bir geçiş sağlayarak insanların hayatlarını kolaylaştırıyor. Oyun bilgisayarı sahiplerinin yüzde 60’ı cihazlarını sadece oyun oynamak için değil, iş için de kullanıyor. Bu bize gösteriyor ki geleceğin iş dünyasında sınırlar giderek daha da silikleşiyor. Biz de HP içinde bu dönüşümü yaşıyoruz. Yapay zeka çözümlerimizle süreçleri daha verimli hale getiriyor, çalışanlarımıza daha iyi bir deneyim sunuyoruz. HP İş Gücü Deneyimi Platformu sayesinde IT ekiplerimiz, uzaktan çalışanların cihazlarını yönetebiliyor, sorunları oluşmadan önce tespit edip çözüyor. Sonuç olarak, geleceğin iş dünyasını daha akıllı, hızlı ve verimli hale getirmek için çalışmaya devam edeceğiz. Yapay zeka sadece bir trend değil, iş yapış şeklimizi kökten değiştiren bir dönüşüm. Bu dönüşümün bir parçası olmak bizim için heyecan verici. Yolun nereye gittiğini görmek için sabırsızlanıyoruz.

Yeni nesil siber tehditlerin karmaşıklığı ve çeşitliliği giderek artarken, işletmelerin güvenlik stratejilerini nasıl evrimleştirmesi gerekiyor?

HP olarak bu dönüşüme nasıl katkı sağlıyorsunuz? Yeni teknolojiler büyük fırsatlar sunduğu kadar güvenlik risklerini de beraberinde getiriyor. Ancak önemli olan, bu riskleri doğru yönetmek ve güvenliği en üst seviyeye çıkarmak. Bugünün siber tehditleri yalnızca daha karmaşık olmakla kalmıyor, aynı zamanda hızla evriliyor. HP Wolf Security araştırmalarına baktığımızda, saldırganların yöntemlerini çeşitlendirdiğini, hacim ve hızlarını artırdığını açıkça görüyoruz. Örneğin, kötü amaçlı bir excel belgesi engellendiğinde, bir sonraki saldırıda bir arşiv dosyasının ağdan kaçmaya çalıştığını görebiliyoruz. Şirketlerin burada yapması gereken, sürekli değişen saldırı yöntemlerini tek tek yakalamaya çalışmak yerine, saldırı yüzeylerini mümkün olduğunca daraltmak. Yani, e-posta eklerini açma, bağlantılara tıklama veya tarayıcıdan dosya indirme gibi riskli aktiviteleri izole ederek kontrol altına almak gerekiyor. HP Wolf Security tam da bu noktada devreye giriyor. Kullanıcıların verimliliğini sekteye uğratmadan, riskli görevleri donanımla güçlendirilmiş sanal makinelerde izole şekilde çalıştırarak güvenliği sağlıyor. Bunun yanı sıra, tehdit aktörlerinin saldırılarında yapay zeka destekli kötü amaçlı yazılımlar kullanarak yeni teknikler denediğini de görüyoruz. Örneğin, saldırganlar tespit edilmekten kaçınmak ve daha fazla kişiyi kandırmak için görsellerin içine kötü amaçlı kod yerleştiriyor. HP’nin uygulama izolasyon teknolojisi ise bu tür gelişmiş saldırıları engellemekte son derece etkili. HP Wolf Security müşterileri bugüne kadar 65 milyardan fazla e-posta ekine tıkladı, web sayfası ziyaret etti ve dosya indirdi. Tüm bunlar tek bir ihlal yaşanmadan gerçekleşti. Bu rakamlar bize güvenlik anlayışının yalnızca tespit etmeye değil, tehditleri sıfır gün seviyesinde izole etmeye dayanması gerektiğini gösteriyor. 2024’ün 3. çeyreğinde yayınladığımız raporda siber suçluların geleneksel güvenlik çözümlerini nasıl atlattığını detaylı şekilde inceledik. Öne çıkan bulgular arasında şunlar var: HP Sure Click tarafından tespit edilen e-posta tehditlerinin en az yüzde 11’i, bir veya daha fazla e-posta ağ geçidini aşmayı başardı. Kötü amaçlı yazılımlar arasında en yaygın kullanılan dağıtım yöntemi yürütülebilir dosyalar oldu (yüzde 40). Onu arşiv dosyaları takip etti (yüzde 34). Arşiv dosyaları içinde dikkat çeken bir gelişme ise .lzh formatındaki kötü amaçlı dosyaların artışı oldu. Özellikle Japonca konuşan kullanıcıları hedef alan bu dosyalar, siber tehditlerin ne kadar sofistike hale geldiğini bir kez daha ortaya koyuyor. HP Wolf Security for Business kullanan HP bilgisayarlar, donanım destekli güvenlik özellikleriyle tasarlandığı için işletim sisteminin altında, içinde ve üstünde çok katmanlı bir koruma sağlıyor. Aynı zamanda, yapay zeka destekli yeni nesil cihazlarımız da benzer şekilde güvenli bir kullanıcı deneyimi sunuyor. Bugünün çalışma dünyasında güvenlik, iş süreçlerine entegre edilmesi gereken bir unsur. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, güvenlikten ödün vermek gibi bir lüksümüz yok. HP olarak, işletmelerin güvenliği en iyi şekilde sağlamaları için en gelişmiş çözümleri sunmaya devam edeceğiz.

HP’nin sürdürülebilirlik konusundaki stratejisini öğrenebilir miyiz?

HP olarak sürdürülebilirliği sadece bir kurumsal sorumluluk alanı olarak değil, işimizin merkezinde yer alan temel bir strateji olarak görüyoruz. Bu yaklaşım, 1950’li yıllardan bu yana “küresel vatandaşlık” anlayışıyla şekillendi ve bugüne kadar şirket DNA’mızın ayrılmaz bir parçası oldu. Sürdürülebilirlik stratejimiz üç temel ayağa dayanıyor: “İklim Eylemi”, “İnsan Hakları” ve “Dijital Eşitlik”. Teknolojinin dönüştürücü gücüne inanıyoruz ve herkesin bun- dan faydalanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yüzden, HP olarak 2030 yılına kadar dünya genelinde 150 milyon kişiye teknoloji eğitimi içeriği sağlamayı hedefliyoruz. Türkiye’de ise HP Maker Karavan ile bu vizyonu hayata geçiriyoruz. Ermetal Teknolojik Eğitimler Vakfı (ERTEV) iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz bu projede, 245’ten fazla köy ve ilçedeki 8 binden fazla çocuğa fen, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) eğitimi sunduk. Pandemi sürecinde bile Milli Eğitim Bakanlığı’nın izin verdiği ölçüde hijyen ve mesafe kurallarına uyarak projemizi sürdürdük. Ayrıca, “HP LIFE” girişimcilik programımız sayesinde internet erişimi olan herkes 32 farklı modülde ücretsiz eğitim alıp sertifika kazanabiliyor. Genç Başarı Derneği ile birlikte bu programın birçok modülünü Türkçeye çevirdik ve 3 binden fazla kişiye ulaştık. Eğitimde fırsat eşitliğini artırmak için Koruncuk Vakfı ile birlikte bir HP Bilgisayar Laboratuvarı kurduk. Burada öğrenciler ve öğretmenler için kodlama ve robotik eğitimleri düzenledik.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.

“TOPLUMSAL FAYDA YARATMAYI AMAÇLAYAN PROJELERİ HAYATA GEÇİRİYORUZ”

Esas Holding’in sorumlu vatandaşlık değerini, merhum Şevket Sabancı ve ailesinin topluma yatırım vizyonu ile birleştiren Esas Sosyal, toplumsal sorunlar için ortak çözümler üretmeyi amaçlıyor. “Gençlere Fırsat, Geleceğe Yatırım” mottosunu benimsiyor ve bu alanda genç istihdamında fırsat eşitliği, çeşitlilik ve kapsayıcılığın önemini vurgulayarak programlar gerçekleştiriyor. Yarattıkları sosyal etkiyi sürdürülebilir kılmak için çalışmalarına hız kesmeden devam eden Esas Sosyal’in STK’lar, kurumsal destekçiler, katılımcılar, mentorlar, mezunlar, İK profesyonelleri ve eğitmenlerden oluşan 3 binden fazla kişinin yer aldığı ekosistemi her geçen büyümeye devam ediyor. “Mülakat Odası: Gençlere Fırsat” adıyla bir podcast serisi hayata geçiren ve kamuoyu oluşturarak eğitimli genç işsizliği konusuna parmak basan Esas Sosyal’e dair sorularımızı cevaplayan Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emine Sabancı Kamışlı, Business Türkiye okuyucularına çalışmalarını ve hedeflerini anlatıyor.

Esas Holding’in sosyal yatırım birimi Esas Sosyal’in kuruluş hikayesini bizimle paylaşır mısınız?

Esas Sosyal’i Esas Holding’in değerlerini, merhum Şevket Sabancı ve ailesinin topluma geri verme vizyonu ile birleştirerek toplumsal fayda yaratmayı amaçlayan bir sosyal yatırım birimi olarak hayata geçirdik. Esas Sosyal olarak “Gençlere Fırsat, Geleceğe Yatırım” mottosunu benimsiyor, 2015 yılından bu yana sürdürülebilir ve ölçülebilir sosyal yatırımlar yaparak ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Yaptığımız araştırmalar sonucunda odağımızı “gençlik ve istihdam” olarak belirledik. İlk yatırım alanımız olan gençlik ve istihdamı çalışmalarımızın merkezine koyup, genç istihdamında fırsat eşitliği, çeşitlilik ve kapsayıcılığın önemini vurgulayarak “Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat” ve “Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım” programlarını hayata geçirdik. Bu iki programın ardından bu senenin başında, program mezunlarımızı bir arada tutmak, aidiyetlerini artırmak, dayanışmayı güçlendirmek için 3. programımız olarak Mezunlar Programı’nı başlattık

Hayata geçirdiğiniz sosyal yatırım programlarının amacı nedir? Bu programlar gençlere neler katıyor?

İşverenlerce daha az tercih edilen devlet üniversitelerinden yeni mezun gençlerin, iş hayatına katılımında akranlarıyla eşit şartlara sahip olmaları, işe alım süreçlerinde üniversitelerinin bilinirliklerine göre değil kişisel yetkinlikleri ve becerileri üzerinden değerlendirilmeleri için durmadan çalışıyoruz. Bu yıl 7. dönemine başladığımız ”Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı” ile katılımcılarımız 12 ay boyunca sivil toplum kuruluşlarında ilk iş deneyimlerini kazanıyor. İlk Fırsat Akademisi kapsamında aldıkları 250 saatten fazla eğitimle donanımlı bireyler olma yolunda ilerliyorlar. ”Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı”ndan edindiğimiz deneyimler ve aldığımız geri bildirimler sonucunda iş hayatında gençlerin karşılaştıkları dil yetkinliği sorununa da bir çözüm modeli yaratmak istedik. 2021 yılında hayata geçirdiğimiz ”Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım Programı” ile gençlerin önüne çıkan İngilizce yetkinlik engellerini ortadan kaldırmayı ve istihdam edilebilirliklerini artıran desteklerle onlara daha fazla donanım kazandırmayı hedefliyoruz. Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık anlayışıyla sürdürdüğümüz faaliyetlerimiz kapsamında kadının istih- damdaki yerini çok önemsiyor ve hemen her sektörde ka- dın çalışan oranının artırılması gerektiğine inanıyoruz. Bu inancımız ile hem holding faaliyetlerimiz hem de Esas Sosyal programlarımız ile kadınları her daim destekliyoruz. Bugüne kadar programlarımıza katılan gençlerin yüzde 75’inin ka- dınlardan oluşması, kadın istihdamı konusundaki duyarlılı- ğımızı gözler önüne seriyor.

Esas Sosyal olarak günden güne büyüyen bir ekosistemi- niz olduğunu biliyoruz. Ekosisteminize kimler, nasıl katkı sağlıyor?

Yarattığımız sosyal etkiyi sürdürülebilir kılmak bizim için son derece önemli. Gençlere fırsat eşitliği sağlarken, iş dünyasında da eğitimli genç işsizliği konusunda farkındalık yaratmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda çeşitli kurum ve kişilerden oluşan Esas Sosyal Ekosistemi olarak adlandırdığımız büyük bir aile kurduk. Eğitimli genç istihdamına çözüm modeli sunarken aynı zamanda eğitim, sanat, kültür, insani yardım, çevre, sürdürülebilirlik gibi pek çok farklı alanda faaliyet gösteren STK’lara da nitelikli iş gücü sağlayarak, toplumsal kalkınmaya katkıda bulunuyoruz. ”Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı” ile 7 yılda toplam 40 farklı STK’ya nitelikli iş gücü sağladık. Ayrıca misyonumuza inanarak 4 yıldır bizi destekleyen, 20 sektörden 40’ın üzerinde kurumsal destekçimiz var. Kısacası STK’lar, kurumsal destekçiler, katılımcılar, mentorlar, mezunlar, İK profesyonelleri ve eğitmenlerden oluşan 3.000’den fazla kişinin yer aldığı bu aile ile farklı alanlarda iş birlikleri yaparak gençlerin gelişimine katkı sağlıyoruz. Ekosistemimiz günden güne kendi döngüsüne sahip bir fayda mekanizmasına da dönüşüyor. Örneğin ”Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım Programı”mıza katılan 350 gencin %31 gibi büyük bir oranı ekosistemimizden geldi. Aynı zamanda 5 kurumsal destekçimizin 46, 5 STK paydaşımızın ise 61 bursiyeri programa dahil oldu. Programlarımızdaki gençleri sürekli takip ediyor ve döngüye dahil olmalarını sağlıyoruz. Gençler, işe girdikleri kurumlarda Esas Sosyal’in misyonundan ve kendilerine kattıklarından bahsederek onları da ekosistemimize dahil ediyor.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.

“TOPLUMSAL FAYDA YARATMAYI AMAÇLAYAN PROJELERİ HAYATA GEÇİRİYORUZ”

Esas Holding’in sorumlu vatandaşlık değerini, merhum Şevket Sabancı ve ailesinin topluma yatırım vizyonu ile birleştiren Esas Sosyal, toplumsal sorunlar için ortak çözümler üretmeyi amaçlıyor. “Gençlere Fırsat, Geleceğe Yatırım” mottosunu benimsiyor ve bu alanda genç istihdamında fırsat eşitliği, çeşitlilik ve kapsayıcılığın önemini vurgulayarak programlar gerçekleştiriyor. Yarattıkları sosyal etkiyi sürdürülebilir kılmak için çalışmalarına hız kesmeden devam eden Esas Sosyal’in STK’lar, kurumsal destekçiler, katılımcılar, mentorlar, mezunlar, İK profesyonelleri ve eğitmenlerden oluşan 3 binden fazla kişinin yer aldığı ekosistemi her geçen büyümeye devam ediyor. “Mülakat Odası: Gençlere Fırsat” adıyla bir podcast serisi hayata geçiren ve kamuoyu oluşturarak eğitimli genç işsizliği konusuna parmak basan Esas Sosyal’e dair sorularımızı cevaplayan Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emine Sabancı Kamışlı, Business Türkiye okuyucularına çalışmalarını ve hedeflerini anlatıyor.

Esas Holding’in sosyal yatırım birimi Esas Sosyal’in kuruluş hikayesini bizimle paylaşır mısınız?

Esas Sosyal’i Esas Holding’in değerlerini, merhum Şevket Sabancı ve ailesinin topluma geri verme vizyonu ile birleştirerek toplumsal fayda yaratmayı amaçlayan bir sosyal yatırım birimi olarak hayata geçirdik. Esas Sosyal olarak “Gençlere Fırsat, Geleceğe Yatırım” mottosunu benimsiyor, 2015 yılından bu yana sürdürülebilir ve ölçülebilir sosyal yatırımlar yaparak ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Yaptığımız araştırmalar sonucunda odağımızı “gençlik ve istihdam” olarak belirledik. İlk yatırım alanımız olan gençlik ve istihdamı çalışmalarımızın merkezine koyup, genç istihdamında fırsat eşitliği, çeşitlilik ve kapsayıcılığın önemini vurgulayarak “Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat” ve “Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım” programlarını hayata geçirdik. Bu iki programın ardından bu senenin başında, program mezunlarımızı bir arada tutmak, aidiyetlerini artırmak, dayanışmayı güçlendirmek için 3. programımız olarak Mezunlar Programı’nı başlattık

Hayata geçirdiğiniz sosyal yatırım programlarının amacı nedir? Bu programlar gençlere neler katıyor?

İşverenlerce daha az tercih edilen devlet üniversitelerinden yeni mezun gençlerin, iş hayatına katılımında akranlarıyla eşit şartlara sahip olmaları, işe alım süreçlerinde üniversitelerinin bilinirliklerine göre değil kişisel yetkinlikleri ve becerileri üzerinden değerlendirilmeleri için durmadan çalışıyoruz. Bu yıl 7. dönemine başladığımız ”Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı” ile katılımcılarımız 12 ay boyunca sivil toplum kuruluşlarında ilk iş deneyimlerini kazanıyor. İlk Fırsat Akademisi kapsamında aldıkları 250 saatten fazla eğitimle donanımlı bireyler olma yolunda ilerliyorlar. ”Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı”ndan edindiğimiz deneyimler ve aldığımız geri bildirimler sonucunda iş hayatında gençlerin karşılaştıkları dil yetkinliği sorununa da bir çözüm modeli yaratmak istedik. 2021 yılında hayata geçirdiğimiz ”Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım Programı” ile gençlerin önüne çıkan İngilizce yetkinlik engellerini ortadan kaldırmayı ve istihdam edilebilirliklerini artıran desteklerle onlara daha fazla donanım kazandırmayı hedefliyoruz. Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık anlayışıyla sürdürdüğümüz faaliyetlerimiz kapsamında kadının istih- damdaki yerini çok önemsiyor ve hemen her sektörde ka- dın çalışan oranının artırılması gerektiğine inanıyoruz. Bu inancımız ile hem holding faaliyetlerimiz hem de Esas Sosyal programlarımız ile kadınları her daim destekliyoruz. Bugüne kadar programlarımıza katılan gençlerin yüzde 75’inin ka- dınlardan oluşması, kadın istihdamı konusundaki duyarlılı- ğımızı gözler önüne seriyor.

Esas Sosyal olarak günden güne büyüyen bir ekosistemi- niz olduğunu biliyoruz. Ekosisteminize kimler, nasıl katkı sağlıyor?

Yarattığımız sosyal etkiyi sürdürülebilir kılmak bizim için son derece önemli. Gençlere fırsat eşitliği sağlarken, iş dünyasında da eğitimli genç işsizliği konusunda farkındalık yaratmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda çeşitli kurum ve kişilerden oluşan Esas Sosyal Ekosistemi olarak adlandırdığımız büyük bir aile kurduk. Eğitimli genç istihdamına çözüm modeli sunarken aynı zamanda eğitim, sanat, kültür, insani yardım, çevre, sürdürülebilirlik gibi pek çok farklı alanda faaliyet gösteren STK’lara da nitelikli iş gücü sağlayarak, toplumsal kalkınmaya katkıda bulunuyoruz. ”Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı” ile 7 yılda toplam 40 farklı STK’ya nitelikli iş gücü sağladık. Ayrıca misyonumuza inanarak 4 yıldır bizi destekleyen, 20 sektörden 40’ın üzerinde kurumsal destekçimiz var. Kısacası STK’lar, kurumsal destekçiler, katılımcılar, mentorlar, mezunlar, İK profesyonelleri ve eğitmenlerden oluşan 3.000’den fazla kişinin yer aldığı bu aile ile farklı alanlarda iş birlikleri yaparak gençlerin gelişimine katkı sağlıyoruz. Ekosistemimiz günden güne kendi döngüsüne sahip bir fayda mekanizmasına da dönüşüyor. Örneğin ”Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım Programı”mıza katılan 350 gencin %31 gibi büyük bir oranı ekosistemimizden geldi. Aynı zamanda 5 kurumsal destekçimizin 46, 5 STK paydaşımızın ise 61 bursiyeri programa dahil oldu. Programlarımızdaki gençleri sürekli takip ediyor ve döngüye dahil olmalarını sağlıyoruz. Gençler, işe girdikleri kurumlarda Esas Sosyal’in misyonundan ve kendilerine kattıklarından bahsederek onları da ekosistemimize dahil ediyor.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.