HER YAŞTAN OTOMOTİV TÜKETİCİSİNİN HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİRİYOR

Değer ve İlgi Merkezi ile Türkiye genelinde distribütörlüğünü üstlendiği markaların yol yardım ve çağrı merkezi hizmetlerini yürüten Doğuş Otomotiv, Türkiye’nin trafik konusunda en uzun soluklu sosyal sorumluluk platformu Trafik Hayattır! ile trafik güvenliği ile ilgili pozitif kültürel değişim yaratmayı hedefliyor. Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, otomotiv sektöründeki son gelişmeleri ve Doğuş Otomotiv hakkındaki projeleri anlattı.

Global olarak hızla dijitalleşen otomotiv sektöründe Doğuş Otomotiv kendini nasıl konumlandırıyor, bu kapsamda neler yapıyor?

Doğuş Otomotiv olarak, teknolojik yenilikleri ve dijital imkânları farklı hizmetler yaratmak, hizmet kalitemizi artırmak ve kendi iş süreçlerimizi de hızlandırmak için kullanmayı amaçlıyoruz. Bu kapsamda, dijital dönüşüm beş yılı aşkın bir süredir, kurumsal olarak gündemimizde yer alıyor. Kurum içinde dijital dönüşümün daha verimli, daha hızlı gerçekleştirilmesi için, Dijital Dönüşüm Departmanı’nı kurduk. Ayrıca, bu departmandan sorumlu olarak bir Chief Digital Officer (CDO) ataması da gerçekleştirdik. Dijital ajandamızda öncelikli konumuz müşterilerimiz ile buluştuğumuz her noktada hizmet kalitesini ve verimliliğini arttırmak. Bunun için şirket içindeki süreçlerimizin dijitalleşmesi konusunda çalışmalar yaparken Türkiye genelindeki yetkili satıcı ve servis ağımızın altyapılarını ve süreçlerini dijital dönüşüm bakış açısıyla yeniden değerlendiriyoruz.

Sektöründe Türkiye’nin en geniş marka ve hizmet ağına sahip şirketi Doğuş Otomotiv, 12 uluslararası markanın temsilciliğini yapıyor. Doğuş Otomotiv’in hangi markalarla müşterilerine ulaştığını anlatabilir misiniz?

Doğuş Otomotiv olarak, her yaştan otomotiv tüketicisinin geniş hayâllerine, geniş çözümler bulma tutkusuyla iş yapan büyük bir aileyiz. Volkswagen ve Audi markalarının Türkiye distribütörlüğünü imzaladığımız 1994 yılında, Volkswagen AG gibi dev bir şirketi Türkiye’de tüketicilerle buluşturmuştuk. O günden bugüne heyecanımız hiç değişmedi. Gelişmekte olan ülkemiz Türkiye gibi biz de Doğuş Otomotiv olarak hep dinamik, yeninin peşinde ve öncü olmanın gayretinde olduk. Koyduğumuz hedef, Volkswagen Grubu’nun sahip olduğu tüm markaları temsil etmekti. Sessiz, sakin ama bir o kadar da kararlı ve en önemlisi doğru stratejilerle çalıştık. Bugün geldiğimiz noktada Doğuş Otomotiv, binek araç, hafif ticari araç, ağır vasıta, endüstriyel ve deniz motorları, soğutma sistemleri alanlarında, her biri kendi sektörünün lideri konumundaki 12 uluslararası markanın temsilcisi konumunda. Müşterilerimize, Volkswagen Binek Araç, Audi, SEAT, Škoda, Bentley, Lamborghini, Bugatti, Porsche, Volkswagen Ticari Araç, Scania markalarından ve bu markaların 80’in üzerinde modelden oluşan geniş bir ürün portföyünü sunuyoruz, ayrıca endüstriyel ve deniz motorları pazarında Scania Engines markasıyla ve soğutma sistemleri pazarında Thermo King markasıyla yer alıyoruz.

2010 yılında imzaladığınız Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin 10 ilkesine uygun olarak ve yine Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne katkı sağlayan sürdürülebilirlik performansları konusunda Doğuş Otomotiv bugün hangi noktada?

2009 yılından bu yana, sürdürülebilirliği stratejik bir yönetim modeli olarak ele alıyor ve raporluyoruz. 2010 yılında imzacısı olduğumuz Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UN Global Compact) 10 ilkesine uygun olarak ve yine Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne katkı sağlayan sürdürülebilirlik performansları ortaya koyarak her geçen yıl hedeflerimize daha fazla yaklaşmaya devam ediyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımımız kapsamında ise faaliyet alanımızla ilgili değer yaratmayı ve geliştirdiğimiz değerleri toplumla paylaşmayı amaçlıyoruz. 2018 yılı Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladık. 2014 yılında iştiraklerinin yanında yetkili satıcı ve servisleri ile tedarikçilerini de raporuna dâhil ediyorduk, 2018 yılında 18 tedarikçi ve 19 Yetkili Satıcı ve Servis performanslarını da rapora ekledik. Sürdürülebilirlik alanında öncü ve rol model bir şirket olmak için çaba harcıyoruz, bunun en büyük kanıtı da 10 yıldır aralıksız olarak yayınladığımız Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporu oldu. Değişen pazar koşullarının yanında, paydaşlarımızın beklentilerinin de evrildiği bir 10 yıl geçirdik. 2017’de bu doğrultuda üst yönetimin de katıldığı bir çalıştay düzenleyerek öncelikli odak alanlarımızı pazar koşullarına ve paydaş beklentilerine göre yeniden düzenledik. 2018 Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporumuz bu kapsamda güncellendi. Bundan sonraki hedeflerimizde ise, Volkswagen AG’nin olduğu kadar tüm otomotiv sektörü aktörlerinin de önümüzdeki yıllarda gündeminden düşmeyecek olan “sürdürülebilir mobilite” önceliklerimiz arasında yer alıyor. Tüm iş süreçlerimizde operasyonel mükemmelliğe ulaşmak ve bu alanda sektörel bir örnek olmak da hedeflerimiz arasında bulunuyor.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.