“ÖNCELİĞİMİZ, TEKNOLOJİYİ İNSANLA ANLAMLI KILMAK”
Dijital dönüşümün merkezine insanı koyan HP, teknolojiyle verimlilik sağlamanın ötesinde çalışanların işlerine duyduğu bağlılığı artırmayı hedefliyor. 2025 HP İş İlişkileri Endeksi, dünya genelinde iş tatmininde önemli bir gerilemeye dikkat çekerken, Türkiye’deki çalışanların anlamlı iş arayışı sürüyor. HP Türkiye, bu tabloyu iyileştirmek adına yapay zeka destekli çözümlerle hem üretkenliği hem de çalışan mutluluğunu güçlendiren teknolojiler geliştiriyor. Business Türkiye okuyucuları için değerlendirmelerde bulunan HP Türkiye Genel Müdürü Serdar Urçar, 2025 verilerini, yapay zekanın çalışma deneyimine etkisini ve kurumların geleceğe hazırlık stratejilerini paylaşıyor.
2025 yılı HP İş İlişkileri Endeksi, çalışanların işlerine bakışında nasıl bir tablo çiziyor?
2025 sonuçları, küresel ölçekte iş dünyasında ciddi bir tatmin düşüşü olduğunu ortaya koyuyor. 14 ülkeden 18 bin 200 masa başı çalışanın katıldığı araştırmada, bilgi çalışanlarının yalnızca yüzde 20’si işiyle sağlıklı bir bağ kurduğunu belirtiyor. Bu oran 2024’e göre sekiz puanlık bir düşüş anlamına geliyor. En belirgin gerileme iş liderleri grubunda yaşanarak, güven ve bağlılıkta ciddi bir kırılmaya işaret ediyor.
Türkiye’deki bulgular küresel tabloyla nasıl karşılaştırılıyor?
Türkiye’de yapılan HP Quant Survey verilerine göre, bilgi çalışanlarının yüzde 29’u işiyle sağlıklı bir bağ kurabiliyor. Bu oran küresel ortalamanın üzerinde olsa da çalışanların önemli bir bölümü artan iş baskısı altında hissediyor. Katılımcıların yüzde 67’si iş yerinde beklentilerin yükseldiğini, yüzde 63’ü kurumların çalışan deneyiminden çok iş büyümesine odaklandığını, yüzde 62’si ise şirketlerin insandan çok kâra öncelik verdiğini belirtiyor.
Günümüzde iş dünyasında çalışan bağlılığı ve motivasyonu, kurumların sürdürülebilir başarısı açısından hiç olmadığı kadar önemli hale geldi. Bu bağlamda, sizce çalışan tatminini belirleyen temel unsurlar neler?
Araştırma, çalışan tatmininin beş temel unsura dayandığını gösteriyor: Anlamlı bir işe zaman ayırmak, birlikte üretmek, yeni beceriler kazanmak, sorunları kendi kontrolü altında çözebilmek ve yaratıcılığı kullanarak anlamlı hedeflere ulaşmak. Türkiye özelinde, yetkinlik geliştirme (yüzde 27) ve kişisel gelişim (yüzde 24) öne çıkıyor. Bununla birlikte çalışanlar, vakitlerinin yalnızca yarısını bu tatmini artıran faaliyetlere ayırabildiklerini ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 58’i katkılarının yeterince takdir edilmediğini, yüzde 67’si teknolojinin gelişime ihtiyaç duyduğunu, yüzde 72’si ise rutin işlerin anlamlı çalışmaları gölgelediğini belirtiyor.
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.




 
						

