Elif ACAR ÖZGÜNER – Microsoft Türkiye Kurumsal Çözüm Satışlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
Taşıdığı misyonla tüm bireylere ve kuruluşlara daha fazlasını başarmaları için güç katmaya odaklanan Microsoft, geliştirdiği stratejik rehberlik ile yapay zeka gündemini başarıyla yönetiyor. Siber güvenlik odağında geliştirdiği “AI for Security” vizyonuyla güvenliği bir zorunluluk olarak ele alan şirket, yapay zekayı sadece bir teknoloji yatırımı olarak değil, stratejik bir büyüme motoru olarak konumlandırıyor. Business Türkiye okuyucuları için sorularımızı yanıtlarken yapay zeka stratejilerini ve çalışmalarını bizlere aktaran Microsoft Türkiye Kurumsal Çözüm Satışlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Elif Acar Özgüner, söz konusu teknolojinin örnek kullanım senaryolarını da paylaşıyor.
► Son bir yılda yapay zekanın yayılımı hız kazansa da hala operasyonlarında yapay zeka uygulamalarına yer vermekten çekinen, nereden başlayacağını bilemeyen organizasyonlar çoğunlukta. Yapay zeka teknolojisinin başlıca mimarları arasında bulunan Microsoft olarak siz müşterilerinize nasıl bir yol haritası çiziyorsunuz? Sıfır noktasında ya da yolun çok başında olan işletmeleri bu dönüşüme nasıl hazırlıyorsunuz?
Bir zamanlar geleceğin konusu olan yapay zeka, artık bugünün gerçeği. İş dünyası için bu teknoloji sadece işleri hızlandıran bir araç değil, iş yapış biçimlerini, karar alma süreçlerini ve müşteriyle kurulan bağı kökten değiştiren, dönüştürücü bir güç. İş dünyasının dönüşüm motoru haline gelen yapay zeka sadece işleri daha hızlı yapmanın değil, işleri farklı yapmanın da yolu. Bu dönüşüm dört temel alanda değer yaratıyor: Çalışan deneyimi, müşteri etkileşimi, süreçlerin dönüşümü ve inovasyonun seyrini değiştirme. Microsoft olarak biz, bu dönüşümü bir teknoloji yatırımı değil, stratejik yolculuk olarak görüyoruz ve kurumlara üç adımlı bir yol haritası sunuyoruz.
İlk adımda, Microsoft 365 Copilot gibi hazır çözümlerle hızlı kazanımlar elde etmek mümkün. Kodlama bilmeyen çalışanlar bile düşük kodlu araçlarla kendi çözümlerini geliştirebiliyor. Bu da inovasyonu herkes için erişilebilir kılıyor. İkinci adımda, kurumlara özel yapay zeka senaryoları geliştiriyoruz. Azure AI ve gelişmiş veri platformlarımızla şirketlerin rekabet avantajı yaratacak çözümler üretmesine destek oluyoruz. Üçüncü ve belki de en kritik adım ise güvenlik. Yapay zeka çağında siber tehditler de evriliyor. Microsoft’un Zero Trust mimarisi ve Copilot for Security gibi çözümleriyle bu dönüşümün güvenli şekilde gerçekleşmesini sağlıyoruz.
Bu yaklaşımı Türkiye’de de aktif olarak uyguluyoruz. İstanbul’daki Innovation Hub her gün farklı sektörlerden müşterilerimizi ağırlıyor, hackathon’lara katılarak kurumların yapay zekayı işlerine nasıl entegre edebileceklerini birlikte keşfediyoruz. Bu üç ayaklı yaklaşım, kurumların yapay zekayı sadece bir teknoloji yatırımı olarak değil, stratejik bir büyüme motoru olarak konumlandırmasını sağlıyor. Özetle, her sektörde ve iş kolunda yapay zekayla yeniden düşünme zamanı.
► Her geçen saniye büyüyen global veri havuzuyla ve yapay zeka ekosisteminin gelişimiyle paralel olarak siber tehditlerin de etki alanı genişliyor. Microsoft güvenlik segmentinde müşterilerine ne vadediyor?
Yapay zeka, fırsatlar kadar tehditleri de beraberinde getiriyor. Microsoft, güvenliği bu yeni çağın temel taşı olarak konumlandırıyor. Her gün 65 trilyon sinyal analiz ediyoruz. Copilot for Security ile tehdit analizini hızlandırırken, Zero Trust mimarisiyle uçtan uca koruma sağlıyoruz. Yapay zeka dönüşümünün sürdürülebilir olabilmesi için güçlü bir siber güvenlik altyapısı şart. Microsoft’un Secure Future Initiative’i kapsamında, yapay zekayı hem savunma hem de saldırı amaçlı kullanan tehditlere karşı proaktif çözümler geliştiriyoruz. Copilot for Security, güvenlik ekiplerinin tehditleri daha hızlı analiz etmesini sağlarken, Defender XDR ve Sentinel gibi çözümlerle uçtan uca koruma sağlanıyor. Bu yaklaşım, Microsoft’un “Customer Zero” felsefesiyle kendi sistemlerinde test edilerek müşterilere sunuluyor.
Türkiye’den örnek projelerimizden Anadolu Efes, Microsoft Defender ve Sentinel çözümleriyle tehdit tespit süresini ortalama 15 dakikaya, müdahale süresini ise 30 dakikaya indirerek güvenlik operasyonlarını yapay zeka destekli hale getirdi. Bu örnek, yapay zekanın sadece üretkenlik değil, aynı zamanda kurumsal dayanıklılık açısından da stratejik bir kaldıraç olduğunu gösteriyor. Yapay zeka dönüşümünde güvenlik artık bir seçenek değil, stratejik bir zorunluluk.
► Yapay zekayı çok fazla konuşuyoruz ancak bu teknolojinin yarattığı verimliliği ve katma değeri gerçekten ölçebilmek için müşteri başarı hikayelerine bakmak gerekiyor. Farklı sektörlerden paylaşabileceğiniz örnek kullanım senaryolarını sizden dinleyebilir miyiz?
Microsoft’un geliştirdiği çözümleri “Customer Zero” yaklaşımıyla, kendi yüz binler ölçeğindeki çalışanlarıyla hayata geçirdiğinin ve bu sayede müşterilere yalnızca ürün değil, sahada kanıtlanmış çözümler sunabildiğinin altını çizmek isterim. Yapay zekanın etkisi, sahadaki başarılarla ölçülür. Microsoft’un global ve yerel örnekleri bu dönüşümün gücünü ortaya koyuyor. Ülkemizde generative AI başlığında stratejik iş birliği yaptığımız kurumlarımızla öncü ve örnek gösterilen projeleri hayata geçiriyoruz.
Akbank, Microsoft Azure OpenAI altyapısıyla geliştirdiği yapay zeka destekli akıllı yardım asistanı sayesinde, 10 binden fazla bilgi kaynağını saniyeler içinde tarayarak çalışanların müşteri taleplerine hızlı ve doğru yanıt vermesini sağlıyor. Bu çözüm, müşteri temsilcilerinin her etkileşimde ortalama 3 dakika zaman kazanmasını sağlarken, yüzde 90 doğruluk oranıyla çalışan deneyimini ve operasyonel verimliliği önemli ölçüde artırıyor. DenizBank’ın teknoloji iştiraki Intertech, GitHub Copilot’u Azure OpenAI ile entegre ederek yazılımcıların üretkenliğini artırdı, kod kalitesini iyileştirdi ve günlük e-posta trafiğini yüzde 50 azalttı. Ülkemizin fintech’lerinden ParamTech yakın zamanda müşterilerinin kullanımı için ParamTech AI platformunu duyurdu. Bu yenilikçi platform, kurumların kendi operasyonel verilerini yapay zeka sistemleriyle entegre ederek iş süreçlerini dijitalleştirmesine, hızlandırmasına ve daha verimli şekilde yönetmesine imkan tanıyor.
Perakende sektöründe ise Boyner Holding ile iş birliğimiz yapay zeka temelli projelerle dijital dönüşümünü hızlandırıyor. Bu iş birliğinin en somut örneklerinden biri olan Boyner Hackathon 2025 kapsamında 100’e yakın çalışan ile Microsoft’un Azure OpenAI başta olmak üzere ileri düzey teknolojilerini kullanarak müşteri deneyimini iyileştirmeye yönelik çözümler geliştirdik. Stok yönetimi, müşteri deneyimi ve operasyonel verimlilik gibi alanlarda somut kazanımlar elde edildi.
Üretim sektöründen örneğimiz olarak Tüpraş’ı paylaşabilirim. Tüpraş, Microsoft 365 Copilot çözümlerini iş süreçlerine entegre ederek dijital dönüşümünü hızlandırdı ve çalışan verimliliğini yükseltti. Tüpraş çalışanları paylaştıkları örneklerde, gelen belgeleri Copilot’a yükleyerek önemli konuların özetlenmesini istediklerinde, eksiksiz bir özeti saniyeler içinde alabildiklerini, büyük boyutlu excel’lerden sonuç çıkarma ve makro yazma işini artık Copilot’a bıraktıklarını paylaşıyor.
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.