“TÜKETİCİ BEKLENTİLERİNE UYUM SAĞLAYARAK SEKTÖRDEKİ GÜCÜMÜZÜ PEKİŞTİRİYORUZ”
Hasan Ulutürk – Avon Türkiye Genel Müdürü
Geçmişi 136 yıl öncesine dayanan ve bir güzellik markası olmanın ötesinde topluma karşı sorumluluk bilinciyle hareket eden Avon, kadınların güçlü ve ekonomik yönden bağımsız bireyler olmalarını destekliyor. Ürün portföyünü değişen koşullar paralelinde sürekli geliştiren şirket, geniş ürün yelpazesiyle farklı yaşam tarzlarına ve ihtiyaçlara hitap ediyor. Business Türkiye okuyucuları için sorularımızı yanıtlayan Avon Türkiye Genel Müdürü Hasan Ulutürk, doğrudan satış modelinin avantajlarını, sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarını ve başarılı bir yöneticinin geleceğe hazırlanırken ele aldığı unsurları bizlere aktarıyor.
► En çok bilinen ve kullanılan markalar arasında yer alan Avon’un Türkiye’de büyüme stratejisi nasıl şekilleniyor? Bu büyümede en önemli kaldıraçlar neler olacak?
Avon olarak, global misyonumuzla uyumlu şekilde Türkiye’de kadınların güçlü ve bağımsız bireyler olmalarını desteklemeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda, doğrudan satış modelimizle kadınların kendi ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarına katkı sağlıyoruz. Büyüme stratejimizin en önemli kaldıraçlarından biri, doğrudan satış ağımız. Bu model özellikle girişimci ruh taşıyan kadınlara hem gelir elde etme hem de kendi işini kurma imkanı tanıyor. Aynı zamanda, dijitalleşme yatırımlarımızı artırarak online satış kanallarımıza odaklanıyoruz. Özellikle genç nüfusun dijital kanallarla çalışmalarını destekleyerek, onların bu modele daha kolay entegre olmasını sağlıyoruz. Bunun yanında, ürün portföyümüzü sürekli geliştiriyor ve tüketici beklentilerine göre yeniliyoruz. Makyaj, parfüm, cilt bakımı ve kişisel bakım kategorilerindeki geniş ürün yelpazemizle farklı yaşam tarzlarına ve ihtiyaçlara hitap ediyoruz. Toplumsal fayda yaratmak da stratejimizin önemli bir parçası. Sosyal sorumluluk projelerimizle, özellikle meme kanseri ile mücadele, cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle mücadele alanlarında aktif rol üstleniyoruz.
► Türkiye pazarında konumunuz nasıl?
Avon olarak, bu güçlü ekosistemde köklü geçmişimiz, güvenilir marka algımız ve geniş temsilci ağımızla önemli bir konuma sahibiz. Bu konumumuzu sürdürebilmek ve büyütebilmek için öncelikle kadın odaklı doğrudan satış modelimizi güçlendirmeye devam ediyoruz. Binlerce temsilcimiz aracılığıyla hem ekonomik özgürlük sağlıyor hem de markamızın yaygınlaşmasını destekliyoruz. Ayrıca dijitalleşme stratejilerimize büyük önem veriyoruz. Online satış kanallarımızı geliştirerek özellikle genç tüketicilerle daha yakın ilişki kurmayı hedefliyoruz. Ürün portföyümüzü sürekli yenileyerek makyaj, cilt bakımı, parfüm ve kişisel bakım alanlarında tüketici ihtiyaçlarına yönelik yenilikçi çözümler sunuyoruz.
► Çoklu kanal stratejiniz paralelinde mağaza yatırımlarına hız verdiğinizi biliyoruz. Bu kapsamda son dönemde perakende satışa yönelik attığınız adımları ve bunun arkasındaki stratejik motivasyonları öğrenebilir miyiz? Online ve fiziksel perakende tarafında nasıl bir yapı kuruyorsunuz?
Bugün Ankara’dan İstanbul’a, İzmir’den Samsun’a kadar Türkiye’nin 50 farklı ilinde perakende satış noktalarımız bulunuyor. Toplamda 86 mağazamız aracılığıyla müşterilerimize hizmet sunuyoruz. Fiziksel perakendede bu genişleme, markamızın erişilebilirliğini artırırken, müşterilerimize doğrudan ürün deneyimi yaşama fırsatı sunuyor. Öte yandan, online satış kanallarımızı güçlendirerek, dijital platformlarda kesintisiz ve kolay erişilebilir bir alışveriş deneyimi sağlıyoruz. Fiziksel ve dijital kanalları entegre ederek, tüketicilerin her noktada Avon ürünlerine ulaşabilmesini mümkün kılıyoruz. Bu çoklu kanal yaklaşımı hem marka görünürlüğümüzü artırıyor hem de farklı müşteri segmentlerine ulaşma stratejimizi destekliyor.
► Doğrudan satış, Avon’un iş yapış biçiminin temelini oluşturuyor. Öncelikle bu konudaki çalışmalarınızı ve dijitalleşmenin bu modeli nasıl etkilediğine dair değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
İşimizin kalbinde doğrudan satış yer alıyor. Bu modelle kadınlara sadece ekonomik bağımsızlık değil, aynı zamanda kendi işlerini kurma fırsatı veriyoruz. Özellikle esnek çalışma saatlerimiz, Z kuşağı ve beyaz yaka çalışanların ilgisini çekiyor. Z kuşağının doğrudan satış içerisindeki oranı yüzde 20’ye ulaştı. Temsilcilerimizin kazanç potansiyellerini artırmak için düzenli eğitimler sunuyor, dijital araçlar ve sosyal medya desteğiyle başarılarını destekliyoruz. Ayrıca, perakende bayilik fırsatlarımızla işlerini büyütmelerine olanak tanıyoruz. Türkiye’de 86 mağaza ve kioskla hizmet verirken, dünya genelinde 2 bin 300 mağaza ve güçlü online satış kanallarımızla daha geniş kitlelere ulaşmaya devam ediyoruz. Dijitalleşme ise doğrudan satış modelimizi güçlendiriyor. Online platformlar ve sosyal medya aracılığıyla temsilcilerimizin erişimini ve satışlarını artırıyor, daha esnek ve etkili bir çalışma modeli oluşturuyoruz.
► Değişen tüketici alışkanlıklarının takibinde ve bunun paralelinde ürün gamınızda nasıl bir yenilik politikası izliyorsunuz? Avon, değişimlere nasıl adapte oluyor?
Tüketici alışkanlıklarının hızla değiştiği bir dönemde, bu dönüşümü yakından takip etmek Avon’un ürün geliştirme stratejisinin merkezinde yer alıyor. Tüketicilerimizin beklenti ve ihtiyaçları sürekli evrilirken, biz de bu değişimlere hızlı ve etkili şekilde adapte oluyoruz. Ürün portföyümüzde yenilikçi ve trendlerle uyumlu çözümler sunmak adına Ar-Ge çalışmalarımıza büyük önem veriyoruz. Özellikle doğal içeriklere, çevre dostu üretim süreçlerine ve sürdürülebilirliğe odaklanıyoruz. Aynı zamanda makyajdan cilt bakımına, kişisel bakım ve parfüm ürünlerimize kadar geniş bir yelpazede, farklı yaşam tarzlarına uygun seçenekler geliştiriyoruz. Dijital kanallardan gelen geri bildirimleri dikkate alarak, müşteri deneyimini iyileştiren ve ihtiyaçları karşılayan ürünler sunmaya devam ediyoruz. Böylece, değişen dünyaya ve tüketici beklentilerine uyum sağlayarak sektördeki gücümüzü pekiştiriyoruz.
► Sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk çalışmalarına hız kesmeden devam eden bir şirket olarak attığınız somut adımları ve öne çıkan projelerinizi anlatır mısınız?
Güzelliği sadece dış görünüşle değil, dünyaya karşı sorumluluğumuzla bütünsel şekilde ele alıyoruz. Hayvanlar üzerinde deney yapmadan güvenli ürünler sunmak bizim için vazgeçilmez bir ilke. Bu nedenle dünya çapında hayvan deneylerini sonlandıran ilk global güzellik şirketi olmanın gururunu yaşıyoruz. Sürdürülebilirlik, faaliyetlerimizin merkezinde yer alıyor. 2030 yılına kadar ürünlerimizin yüzde 95’inden fazlasının biyolojik olarak parçalanabilir formüllere sahip olmasını hedefliyoruz. Ambalajlarımızın ise tamamının geri dönüştürülebilir, yeniden kullanılabilir veya kompostlanabilir olmasına büyük önem veriyoruz. Bu doğrultuda su tasarrufu sağlıyor, doğal kaynakları koruyor ve karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik kapsamlı bir yol haritası geliştiriyoruz. Bazı parfüm serilerimizin şişelerini, tüketicilerimizin hayatında farklı amaçlarla kullanılabilecek vazo ya da saksı gibi ürünlere dönüştürmelerini sağlıyoruz. Plastik kullanımımızı azaltmak için cesur adımlar atıyoruz. Sosyal sorumluluk alanında da öncü bir rol üstleniyoruz. 1992’den bu yana meme kanseri farkındalığına öncülük ediyoruz. Bugüne kadar dünya genelinde 180 milyon kadına eğitim verdik ve 20 milyon meme taramasını finanse ettik. Kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli adımlar atarak 15 milyondan fazla kadına destek sağladık ve çalışanlarımıza bu konuda bilinçlendirme eğitimleri sunuyoruz. Avon ve kadınlar için Avon Vakfı olarak, bu iki alanda 1 milyar doları aşkın bağışla toplumsal etkimizi artırıyoruz. Tüketicilerimiz ve temsilcilerimiz arasında özellikle yeni nesil bilinçleniyor ve sürdürülebilir ürünlere olan talep her geçen gün artıyor. Biz de bu değişimi yakından takip ederek hem çevresel hem de sosyal sorumluluklarımızı en üst düzeyde yerine getirmeye devam ediyoruz.
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.