Lale BARÇIN AKA Fotoğrafı

TÜRKİYE TURİZMİNİN GELECEĞİ: STRATEJİ, ÇEŞİTLİLİK VE DENEYİM

Her ülke için turizm sektörü önemli alanlardan birini oluşturuyor. İyi bir planlamayla geliştirilebilecek turizm olgusunun ülkelerin, dış ödemeler dengesi, gelir, iç fiyatlar, reel ekonomi, istihdam, bölgeler arası gelişim, diğer sektörlerin gelişmesini sağlama, gelir düzeyini artırma, vergi gelirleri gibi makroekonomik konulardaki önemi tartışılmaz. Bunun için etkili bir pazarlamaya ve tanıtıma gereksinim duyulur. Türkiye çok uzun yıllardan beri Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın belirlediği politikalar ile turizmi geliştirme çalışmaları yürütüyor. Bakanlık kendisini, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu Anadolu coğrafyasının doğal ve kültürel mirasını korumaya ve turizm alanında lider ülkelerden biri olmaya çalışan bir kurum olarak görüyor. Bu amaçla, “Ülkemizin evrensel kültür, sanat ve turizm değerlerinin sürdürülebilir korunmasını sağlayarak yaşatmak ve tanıtmak, toplumsal bilincin oluşmasında bilgiye erişimi kolaylaştırmak ve ülkemizin dünya turizminden alacağı payı artırmak” biçiminde bir görev ediniyor. Bu vizyon ve misyon ile Türkiye’nin tanıtımı ve dolayısıyla turizm sektörünün geliştirilmesi için kendisine ayrılan bütçeyi kullanıyor. Çeşitli etkinlikler (reklam, fuar, projeler, halkla ilişkiler, ağırlama ve pazarlama ve benzeri) yapıyor (Yetkin, 2016). Bakanlık, “Türkiye Turizm Stratejisi Eylem Planı” başlıklı bir çalışma yaparak turizm alanında Türkiye’yi ilk beş ülke arasına sokmayı hedeflediğini ortaya koyuyor. Bu hedefler doğrultusunda çeşitli stratejileri şöyle sıralanıyor:
Planlama: Ekonomik gelişimi destekleyen, fiziksel düzeyde uygulanabilir, toplum yönelimli ve sürdürülebilir turizm ilkesini içeren bir planlama yaklaşımının ortaya konması.
Yatırım: Turizm yatırım projelerini uygulanabilir kılacak teşvikler ile turizm sektöründe yatırımların artırılması.
Örgütlenme: “İyi Yönetişim” ilkesi çerçevesinde ulusal, bölgesel, il ve noktasal düzeyde turizm sektörü ile ilgili kamu, özel sektör kuruluşları ve STK’ların karar verme süreçlerine katılımlarını sağlayacak konseyler bazında kurumsallaşmaya gidilmesi.
İç Turizm: İç turizmde toplumun farklı kesimlerine uygun kalite ve fiyatta turistik ürün alternatiflerinin sunulması.
Araştırma-Geliştirme: Turizm sektöründe Ar-Ge’nin kamu, özel sektör ve turizm sektöründeki kuruluşlar arasında öncelikle ele alınması.
Tanıtım ve Pazarlama: Ulusal, bölgesel ve yerel ölçekte markalaşmanın hedeflenmesi, ulusal tanıtım ve pazarlamaya ek olarak varış noktası bazında tanıtım ve pazarlama faaliyetlerine başlanması.
Eğitim: Turizm eğitiminin meslek odaklı olması ve ölçülebilir sonuçlar içermesi.
Hizmet Kalitesi: Turizm sektörünün her bileşeninde “Toplam Kalite Yönetimi”nin etkin kılınması.
Kentsel Ölçekte Markalaşma: Zengin kültürel ve doğal değerlere sahip kentlerimizin markalaştırılarak turistler için bir çekim noktası haline getirilmesi.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.