YÜKSELEN MALİYETLER DÜŞEN KONUT SATIŞLARI

Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı verilere göre 2019 Nisan ayı ile 2018 Nisan ayı karşılaştırıldığında maliyetlerin yüzde 26,41 arttığı görülmektedir. 2015 yılından bugüne oranlarsak yüzde 92,27’lik bir artışın gözlemlendiği verilerde bu artış oranıyla konut fiyatları paralel olarak mı yükseliyor sorusu gündeme geliyor. Cevap ise hayır. Veriler gösteriyor ki dört yıl öncesi fiyatlar ile günümüzdeki konut fiyatları arasında yüzde yüzlük bir artış söz konusu değilken bazı bölgelerde müspet örneklerle aynı fiyata, hattâ o dönemden bile ucuza konut satışlarının olduğu gözlemleniyor. Hâl böyle olunca artan maliyetler konut fiyatlarına yansıtılamıyor. Çünkü artan faiz oranları, yükselen enflasyon, alım gücündeki düşüş, bankaların ev kredisi vermeye yanaşmaması ve yükselen döviz gibi ekonomik ve sosyal parametrelerden dolayı zaten düşüşte olan konut satışlarından dolayı artan inşaat maliyetleri konutlara yansıtılamıyor.

2017 yılına kadar istikrarlı bir yükselişte olan konut satışları, 2018’de düşüşe geçti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Mayıs ayı verilerine göre yılın ilk beş ayında toplam 423 bin 88 adet konut satılırken ülkemizde bu rakamın 175 bini sıfır konutlar, 250 bini ikinci el konutlardan oluşuyor. 2019 yılının Mayıs ayına kadar olan verilerini değerlendirdiğimizde yıl sonu için bazı tahminler yapmak mümkün. Yıl sonu verilerde bir önceki yılın rakamlarına ulaşamıyoruz, yani satışlardaki düşüş devam ederken maliyetlerde de yükseliş devam edeceğe benziyor. Hâl böyle olunca da inşaat firmaları ile birlikte sektör sıkıntılı dönem geçiriyor. Bu süreçte firmaların izlemesi gereken yol, eldeki mevcut projeleri tamamlayıp bir an önce teslim etmek olmalıdır. Çünkü maliyetler her geçen gün yükselmekte ve projelerin tesliminde yaşanan her gecikme artan maliyet olarak haneye eksi yazılmaktadır. Ayrıca yeni projelere yatırım yaparken doğru lokasyon, doğru fizibilite çalışmaları yapılmalıdır. Önümüzdeki süreçte de sektör böyle devam ederse arsa paylarının düşmesi kaçınılmaz olacaktır. Ülkemizin lokomotif sektörü inşaat olduğu için mutlaka uygun adımlar atılmalıdır. Ülke ekonomisindeki kötü gidiş inşaat sektörünü, inşaat sektöründeki kötü gidiş ise ülke ekonomisini etkilemektedir. Yönetimlere düşen, el birliğiyle sektörü bir an önce tekrardan ayağa kaldırmak olmalıdır.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.