DİLDE YENİ BİR DÖNEM PLAZA DİLİ VE EDEBİYATI

En önemli kültürel ve toplumsal mirasımız dil olduğu halde onu korumakta maalesef güçlük çekiyoruz. Teknoloji ve sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle ciddi anlamda bozulmaya başlayan dilimiz, günlük konuşma ve yazım arasında uçurumların oluşmasına neden oldu. Kısaltmalar bir yana, özünü bozduğumuz ve konuşurken “nasıl olsa anlaşılıyor” diye umursamadığımız kelimeler artık şarkılarda, şiirlerde, kitaplarda bile karşımıza çıkıyor. Tüm bunların ardından bir gelişme daha yaşandı. Sanayileşme ve büyük şirketlerin hayatımıza girmesiyle “plaza dili ve edebiyatı” yarı Türkçe, yarı İngilizce iletişim kurmamıza sebep olurken, “dilimizin özünü unutmaya mı başladık” endişesini de beraberinde getiriyor.

YENİ KAVRAMLAR DİLİMİZDE YER ETTİ.

Ofis ve iş merkezlerinin artmasıyla hayatımıza giren “plaza dili” günlük yaşantımızda da sürekli kullandığımız kalıplar olmaya başladı. Toplantı set etmek, focuslanamamak, revize etmek gibi kalıplar, beyin fırtınası, takım ruhu, dönüşü beklemek gibi yeni kavramlar da dilimize pelesenk olmuş durumda. Günümüzde kurumsal şirket çalışanları arasında Türkçe’nin yerini alan, arasına Türkçe karşılıklarından çok daha havalı olduğu düşünülen İngilizce kelimeler serpiştirilmiş, “yapıyor olacağım” gibi ek kelimelerle zenginleştirildiği sanılan plaza dilinin neler içerdiğine gelin birlikte bakalım.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.