Tüm dünyada adeta bir devrim etkisi gösteren dijital dönüşüm, şirketlerin de kendi içlerinde çarpıcı değişimlere gitmelerine neden oldu. Söz konusu dönüşüm, şirketlerin kurumsal yapılarından iş yapış biçimlerine kadar birçok alana adeta yıldırım hızıyla girdi. Sertleşen rekabet ortamı, uzun vadede gerçekleştirilecek dijitalleşme süreçlerini öne çekmek zorunda kalan şirketlere açıkçası başka bir alternatif de bırakmadı. Ulaşılabilir bilgilerin herhangi bir bilgisayar tarafından okunabilecek şekilde dijital ortama aktarılma süreci olarak tanımlanan dijitalleşme, iş modellerinin değiştirilerek yeni gelir getirmenin ve verimliliği arttırmanın sağlanması için dijital teknolojilerin kullanımını kapsıyor. Aslında sürece daha detaylı baktığımızda ortaya çıkan net sonuç çok daha sade; artık şirketler sürdürülebilir başarıyı korumak için dijitalleşmek zorundalar. Yapay zeka, big data, blockchain, IOT, siber güvenlik, dijital pazarlama, e-ticaret, bulut teknolojisi, mobil uygulamalar, veri analizi gibi birçok yeni nesil teknoloji çözümleri, dijitalleşmenin içeriğinde yer alıyor. Doğru değerlendirildiğinde şirketlere birçok avantajı da beraberinde getiren söz konusu teknolojiler, uyum gösterildiği ölçüde de pozitif geri dönüşler sağlıyor. Krizle hızlanan zorlu süreçler, altyapısı hâlihazırda dijitale uyumlu şirketlerde hemen benimsenirken, kimi şirketlerin tüm altyapılarını yeniden dizayn ediyor. Özellikle 2020 yılında başlayan bu süreç, bugün itibarıyla hala hız kesmeden devam etmekte. Bunun en bü- yük sebeplerinden biri de, yeni nesil teknolojilerin geçerli- liğini asla yitirmeyecek olması. Her geçen gün dijital dünya yeni bir gündeme uyanırken, yeni teknolojileri takip etme bilinci de kendini her gün yenilemek zorunda. Dolayısıyla şirketler için dijital dönüşümün olmadığı bir dünya artık mümkün değil. Tabi ki, tüketiciler için de… Tüketici taleplerinin büyük ölçüde etkili olduğu gelişmeler, tüm sektörlerin hizmet anlayışlarını da dijitale entegre etmesine yol açıyor. Pazarlama alanından tutun da yeni ürünlerin gelişimine kadar her süreç, en iyi müşteri deneyimini yakalama amacıyla dijitale emanet edilir hale geldi. Özellikle pandeminin tetiklediği uzaktan alışveriş süreçleri, uzaktan eğitim, evden çalışma gibi tüm faktörler; dijitalleşmeye ekstra bir aciliyet getirdi. Tüm dünya odağını dijitalleşmeye çevirirken, dijital teknolojiler sayesinde ortaya çıkan yeni rol ve yeteneklerle birlikte kartlar adeta yeniden dağıtılıyor.

DIJITAL DÜNYANIN İŞ DÜNYASINDAKI TRENDLERE ETKILERI

Dijital sistemler yapılan işin kolaylaşması kadar yaygınlaşmasını da sağlıyor. Şirketler için yepyeni bir oyun alanı olarak görülebilecek dijitalleşme, seçeneklerin de sınırsız olmasına yol açıyor. İş planlarını sürekli güncelleyen şirketler için rekabet daha kolay hale geliyor. Daha çevik ve yenilikçi bakış açısı geliştiren şirketler, teknolojik girişimlere daha fazla yatırım yapıyor. İş gücü maliyetini düşürmek, operasyonel verimliliği artırmak ve tüm bunları yaparken çevresel faktörleri de göz önünde bulundurmak zorunda olan şirketler, çözüm olarak tamamen yeni nesil teknolo- jilere odaklanıyor. İş yapış biçimleri dışında, iş koşullarını da etkileyen teknoloji sayesinde, fiziki toplantılar yerini sanal platformlara bırakırken, birçok fuar, davet, sergi, defile gibi organizasyonlar da artık internet üzerinden gerçekleştiriliyor. AVM’ler yerlerini 7/24 hizmet veren online alışveriş sitelerine bırakıyor. Bulut servisler, dijital dönüşüm projelerinin en önemli kavramlarından biri haline gelirken, otonom araçlar ve drone’lar başta olmak üzere inovatif çözümler de giderek iş hayatının bir parçası oluyorlar. Dijital dönüşüm her sektöre etki ederken, beraberinde birçok kolaylığı da getiriyor. MÜSİAD ile AGS Global Araştırma iş birliğinde 2020 yılında hazırlanan “Dijital Dönüşümün İş Süreçlerine Etkisi” raporuna göre özellikle sektörel bazda bakıldığında dijital devrimin birçok sektörü radikal bir şekilde dönüştürerek, iş yapma biçimlerini yeniden tanımladığı açıkça görülüyor.

Otomotiv Sektörü:

Söz konusu sektör dijitalleşmeye en hızlı adapte olan sektörlerin başında yer alıyor. Dünya Ekonomik Forumu analizlerine göre otomotiv sektörünün dijital dönüşümü ile 2025 yılına kadar 670 milyar dolar bir ekonomik değer ve 3,1 trilyon dolar değerinde toplumsal fayda sağlanması öngörülüyor.

Sanayide Dönüşüm:

Dijitalleşmenin en dramatik dönüşümlerden birinin sanayi sektöründe gerçekleştiği görülüyor. Sanayide dijital dönüşüm denildiğinde akla ilk olarak Dördüncü Sanayi Devrimi olarak bilinen Endüstri 4.0 kavramı geliyor. Otomasyon teknolojilerinin her anına müdahil olduğu “akıllı fabrikalar” dünya genelinde yaygınlaşıyor ve rekabetin kurallarını yeniden yazıyor.

Enerjide Dönüşüm:

Enerji sektörünün dijital teknolojileri en erken benimseyen sektörlerin başında geldiği biliniyor. Bugün daha çok enerji şirketi, maliyetlerini düşürmek ve verimlilik optimizasyonu için bulut teknolojilerine başvuruyor. 2030 yılına kadar dijital şebekelerin yenilenebilir enerjide 800 milyar dolarlık bir ilave gelir sağlayacağı öngörülürken, Avrupa Birliği’nde 2025 yılına kadar kontrol edilebilir akıllı uygulamalar ile 60 GW güneş enerjisi kapa- sitesine ulaşılabileceği tahmin ediliyor.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.