”SANAT VE ANTİKA FİNANSMANI PROJEMİZ ÜLKEMİZDE FARK YARATACAK”

2021 yılında finans sektörüne başarılı bir giriş yapan Harem Capital, özel yatırım markası kimliği ile sektördeki faaliyetleri – ni artırıyor. Geniş hizmet yelpazesiyle uluslararası piyasalara ve start-up’la – ra yatırımlarını sürdüren şirket, Hedge Fund, Venture Capital, Asset and Wealth Management gibi birçok ala – nın yanı sıra sanat ve antika finansma – nı ve fonlanması hakkında geliştirdiği projelerle de ülkemizde fark yaratmayı hedefliyor. Business Türkiye okuyucu – ları için sorularımızı yanıtlayan Harem Capital Kurucusu Ata Potok, markanın kuruluş hikayesini ve yatırım stratejile – rini aktarıyor.

Harem Capital’in yola çıkış öyküsünden ve çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?

2021 yılında Bahçeşehir Üniversitesi uluslararası finans ve fotoğrafçılık bölümlerinden mezun olduktan sonra bir kuruluşta çalışmak yerine, ilk olarak uluslararası piyasalarda kendi portföyümü yönetmeye başladım. Gerek üniversite yıllarımdaki gerek sonrasındaki stratejilerimin başarılı olması ve yüksek getirili portföyüm sebebiyle birçok teklif aldım. Bu tekliflere daha profesyonel yaklaşabilmek adına ekibimle beraber Harem Capital markasını yarattık. İlk etapta, finansal danışmanlık hizmeti vermeye ve şahsi fonumu yönetmeye başladık. İsviçre’de birlikte çalıştığımız fonların ve meslektaşlarımızın olmasının avantajını kullandık. Bu bağlamda, Avrupa’da ve dünyanın birçok yerinde şahıslara, özel portföylere, şirketlere ve ailelere finansal konularda danışmanlık hizmeti veriyoruz. Ayrıca, çalışmalarımıza başladığımızdan beri İslami finans danışmanlığı da yapıyoruz. Böylece çift pencereli bakış açısına sahip bir hizmet markası olmayı sürdürüyoruz. Aynı zamanda uluslararası piyasalara, ağırlıklı olarak hisse senedi piyasaları, emtialar, kripto piyasalar ve start-up’lara yatırımlarımızı devam ettiriyoruz. Geçtiğimiz iki seneyi İsviçre, Fransa, İtalya gibi ülkelere sık sık seyahat ederek, yoğun tempoyla geçirdik. Bunun sonucu olarak, tasarladığımız projelerimizin hayata geçmesini hedefliyoruz.

Fark yaratacak çalışmaları sektöre kazandırmayı önceliklendiren bir şirket olarak, projeleriniz ve hedefleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

Enflasyonist baskı ve parasal sıkılaştırma, bizlere olan talebin daha da artmasına sebep oldu. Önümüzdeki yıllarda ise bu talep, yerini boğa piyasalarına ve ekosistemlerin değişimine bırakacak. Biz de, bu öngörüyle büyümemizi daha geniş yatırımcı kitlesiyle paylaşma amaçlı “Hedge Fund” ve “Venture Capital” projelerini hayata geçirdik. Söz konusu projeler, uluslararası piyasalarda işlem yapacağımız bir serbest fon ve girişimlere yatırım yapabileceğimiz girişim sermayesi fonu. Geçtiğimiz yıllarda birçok yatırımı fonladığımız ve fonlanmasına başarıyla aracılık yaptığımız için kendimize güvenimiz tam. İsviçre ve Fransa’da yaşımdan dolayı bana Jeune Turc (Genç Türk) derler. Artık bu unvanın Harem Capital’e yerini bırakmasını istiyorum. Harem Capital, uluslararası piyasalarda çok yakın zamanda Jeune Turc unvanını elde edecek. Bu projeleri tamamladıktan sonra, ülkemizde esas fark yaratacak projelerin hayata geçmesini öngörüyoruz. Bunlardan biri, sanat ve antika finansmanı üzerine bir fon. Markamızın adının Harem olmasının en büyük nedeni, Osmanlı hanedanı ve haremi, harem ağaları üzerine olan koleksiyonum. Birçok sanat eseri ve antikadan oluşan Türkiye’nin en büyük harem koleksiyonuna sahibim. Geçtiğimiz yıllarda UBS öncülüğünde yapılan Art Basel’lerin birçoğuna katıldım. Özellikle İsviçre’deki iş ortaklarımız ve meslektaşlarımızla bahsi geçen projeleri geliştirdik. Ülkemizin söz konusu pazardaki payının şu an çok düşük olduğunu düşünüyoruz ve gerekli projeleri devreye alarak bu payı artırmak ilk hedefimiz.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.