1952 Yılında A. Cemal Dirin tarafından kurulan ve kurdukları birçok fabrika ile Türk makine sanayisinin en önemli isimlerinden biri haline gelen Dirinler Grup’un üyesi Lupamat Kompresör, bugün sektörde özellikle yerli makine üretimine verdiği destekle ve çalışanlarıyla birlikte tam bir aile şirketi olarak hızla büyümeye devam ediyor. Lupamat Kompresör CEO’su ve Dirinler Grup Yönetim Kurulu Üyesi A. Can Dirin’le, dünden bugüne sektörde korudukları çizgilerini, geleceğe dair plan ve projelerini konuştuk.

Basınçlı hava sektöründe 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren bir şirketsiniz. Bu süre boyunca birçok yeni ve başarılı projelere imza attınız. Büyük bir aile şirketi olarak, manevi değerlere çok önem verdiğinizi biliyoruz. Bu başarınızın altında yatan en büyük sebep ve motivasyon kaynağı size göre nedir?

Evet, basınçlı hava sektöründe 50 yıl, sac işleme ve döküm sektörlerinde 68 yılı geride bıraktık. Biz dededen sanayici bir aileyiz. Bugüne kadar, üretim dışında hiçbir şey düşünmedik. Geçmişimizi iyi irdelemek ve benimsemek, nereden geldiğimizi, hangi şartlar altında bugünlere ulaştığımızı unutmamak, insana ve teknolojiye verdiğimiz değeri hiçbir zaman ihmal etmemek, kazandığımızı yatırıma dönüştürmek ve paylaşmak, doğruluk, samimiyet, adalet ilkelerimizden asla taviz vermemek en önemli karakteristik özelliklerimizden. Bunu geçmişimize borçluyuz. Dolayısıyla benim en büyük motivasyonum önce büyükbabam, sonra da babam ve amcalarım. Onların ne büyük emeklerle şirketlerimizi bu seviyelere getirdiğini hiçbir zaman unutmuyoruz ve adımlarımızı ona göre atıyoruz. Artık sıra bizde. Evet işimiz daha zor. Fakat sürdürülebilir olmak için, geçmişimize önce borcumuzu ödememiz sonra da geleceğimizi bizlere karşı borçlandırmamız lazım. Masamın tam karşısında ve sağ tarafında büyükbabamın resmi vardır. Her karar alışımda kendisine bakar ve ilahi bir onay isterim; her yanlış yapışımda da gözlerimi ondan kaçırmaya çalışırım. Hep izlendiğimi düşünürüm. Her zaman tetikteyim. Bu da bana ayrı bir güç, azim ve hatalarımı kabul etme olgunluğu veriyor. Hem genç hem de tecrübelilerin bir arada olduğu, kurumsal ama aynı zamanda esnekliğini hiç kaybetmeyen bir aileyiz biz. Tüm yeni işe aldığımız arkadaşlarımızı da sadece ben değil; diğer kıdemli mesai arkadaşlarımla beraber yukarıda saydığım karakter ve bilinçte yetiştirmeye çalışıyoruz. Biz iyi insan işe almaya çalışırız; çünkü, iyi insana işi öğretirsin; ama işi bilen insana eğer içinde yoksa iyilik öğretemezsiniz. Dolayısıyla en büyük motivasyon kaynaklarımızdan biri de ekibimiz; bir amaç, hayal uğruna var gücüyle çalışan ailemiz. Allah hepsinden razı olsun.

Pandemi dönemiyle birlikte dünya ekonomisi oldukça zor bir sürece girdi. Sektör genelinde nasıl bir etkilenme yaşandı? Lupamat olarak kriz süreci için aldığınız önlemler ne oldu?


Pandemi süreci tüm dünyayı şaşkına çevirdi. Tabii ki hala bitmedi; ancak ilk zamanlardaki şaşkınlığı, bilinmezliği ve belirsizliği hepimizi korkuttu. Biz 1,5 ay çalışmadık. Hayalet bir fabrika gibiydik. Ancak itidalle üst yönetici arkadaşlarımla oturup kendimize bir plan çizdik. İletişimi hiç bırakmadık. Tüm mesai arkadaşlarımıza devamlı bilgilendirmelerde, sosyal hayatlarında dahi nasıl davranmaları gerektiği hakkında önerilerde bulunduk. Tüm çalışanlarımıza tamamlayıcı sağlık sigortası yaptırdık. Kimseyi toplu taşımaya bindirmedik. Servislerimizde %30 dolulukla lojistiği sağladık. İşletmemizde temas ve dokunmayı sıfıra indiren, hijyeni maksimuma taşıyan, sosyal mesafeyi olabildiğince arttıran tedbirler aldık. Bu gibi süreçlerde motivasyon ve kaygı düzeyleri çok önemlidir. Hiçbir arkadaşımızı mağdur etmeyeceğimizi, işe gelmeseler bile maaşlarının tam olarak yatacağı bilgisini daha ilk günden verdik. İşimizde, müşteri ile masaya oturmadan satış şansı çok az olmasına rağmen, seyahatlerimizi uzun bir süre dondurduk. Önce sağlık anlayışıyla hareket ettik. Bu süreçte beni en çok etkileyen hususlardan birisi de satış bölümündeki arkadaşlarımın firma olarak kesin kararımız olmasına rağmen seyahatlerine başlamak için benimle ciddi bir mücadeleye girmiş olmalarıdır.Tabii ki bu taleplerini kabul etmedim; ama firmamızın kısa zamanda çok daha büyük başarılara imza atacağına dair inancım pekişti; çünkü bence firmaların en önemli kaynağı insan kaynağıdır.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.