1989 yılında Gaziantep’te ilk üretim tesisini kuran Şölen, o günden bu yana yenilikçi vizyonuyla gıda güvenliği, hijyen ve kaliteyi odağına alarak faaliyetlerine devam ediyor. Dünya çapında önemli başarılara ulaşmış markaları bünyesinde bulunduran Şölen, 200’ün üzerinde ürün çeşidini 120’den fazla ülkeye ihraç ediyor. “Türkiye’nin Çikolata Fabrikası” olarak adlandırdıkları tesislerinde, tüm süreçlerini çok gelişmiş bir otomasyon sistemi ile yöneten Şölen; Türkiye gıda sektöründe tek tüzel kişilikte ve 2 farklı lokasyonda Ar-Ge merkezine sahip ilk kuruluş olma özelliğini taşıyor. Şirketin CEO’su Elif Çoban sorularımızı yanıtladı ve önümüzdeki dönem için hedeflerini anlattı.

Genç, cesur ve fark yaratan bir şirket olan Şölen, köklü bir geçmişe sahip. Biscolata, Ozmo, Milango, Boombastic, Luppo, Nutymax gibi dünya çapında başarılara ulaşmış markalarıyla ülkemizin lider şirketlerinden biri olarak, başarınızın temelinde neler bulunuyor?

Şölen olarak tüm süreçlerimizi yenilik ve dinamizm üzerine kurguluyoruz. Başarı hikâyemizin temelinin inovasyona ve fark yaratma isteğine dayandığını söyleyebilirim. Yeniliklerden korkmuyor aksine keyif alıyoruz. Kalite, gıda güvenliği ve inovasyonu odağımıza alarak yeni teknolojilere kesintisiz bir şekilde yatırım yapıyor; yenilikçi vizyonumuzla dünya çapında fark yaratan markaları tüketicilerimizle buluşturuyoruz.

Şirketiniz, Japan Institute of Plant Maintenance (JIPM) tarafından her yıl düzenlenen TPM Awards 2020’de ”Mükemmellik Ödülü”ne layık görüldü. Ayrıca; Patent Effect tarafından hazırlanan Türkiye’nin Patent Raporu 2020 kapsamında açıklanan “Patent Şampiyonu Firmalar” listesinde; çikolata, şekerleme ve unlu mamüller kategorisinde patent şampiyonu oldu. Ödüllerin arka mutfağında gerçekleştirdiğiniz çalışmaları anlatır mısınız?

İşletmelerimizde uyguladığımız Toplam Üretken Bakım (Total Productive Maintenance-TPM) yönetim modeli, şirket organizasyonumuzdaki her çalışanımızı, birimimizi ve fonksiyonumuzu kapsıyor. Hata oranları, müşteri şikayetleri, işçilik ve bakım maliyetleri ile iş kazalarını azaltarak kusursuz bir sistem kurmayı hedefleyen bu model ile makinelerimizi en yüksek kapasitede kullanabiliyor; üretimlerimizi kusursuz ve verimli bir şekilde gerçekleştirebiliyoruz. Ayrıca çalışanlarımıza konforlu bir çalışma ortamı sağlıyoruz. En güvenilir ve en kaliteli şekilde ürettiğimiz ürünlerimizle hem yerel hem de global rekabette rakiplerimizden ayrışıyoruz. Ayrıca her daim kendimize ait yenilikçi, fark yaratan ürünler tasarlama hedefimiz vardı. Fark yaratan markalar çıkararak başarımızı dünyada kanıtladık. Gelinen noktada, bu konuya öylesine önem verdik ki patent şampiyonu olduk.

Yaşanan dijital dönüşüm süreçleri ve yeni nesil teknolojiler iş yapış biçimlerine de etki etmiş durumda. Endüstri 4.0 donanımı ve ileri teknolojilere sahip bir şirket olarak, sizin süreçleriniz nasıl ilerledi? Dijitalleşmenin üretimlerinize etkisi ne yönde oldu? Tesislerinizde hangi uygulamaları kullanmaktasınız?

Tesislerimizde 2007 yılından bu yana SAP’ı kullanıyoruz. Dünyanın her yerinde farklı sektörlerde kullanılan SAP konusuna kendi kategorimizde ilk giriş yapan şirketlerden biriyiz. Bu sistem bize; hız, bilgi doğruluğu, iyi planlama, daha taze ürün, daha hızlı talep karşılama, gıda güvenliği gibi konularda büyük bir gelişme sağladı. Şölen’in Türkiye ekonomisine ve sektörüne kazandırdığı büyük bir değer olan “Türkiye’nin Çikolata Fabrikası” olarak adlandırdığımız tesisimiz, akıllı deposu, yapay zeka ile yönetilen hatları ve robotik teknolojileriyle, tüm süreçlerde çok gelişmiş bir otomasyon sistemi ile çalışıyor. Karmaşık bir algoritmaya sahip yapay zeka teknolojili ve 24 saat kontrol altında olan akıllı depo sayesinde, 2 milyon koliden fazla ürün sadece 53 metre genişliğinde bir alana sığdırılabiliyor. Tesisimizde ayrıca idari bina, Ar-Ge ve kalite merkezleri de yer alıyor. ERP’ye entegre sistemler sayesinde üretimde olduğu gibi paketleme aşaması da ileri teknolojik koşullarda ve büyük bir titizlikle gerçekleştiriliyor.