”GÖZLER RUHUN AYNASIDIR” GÖZ TEMASININ İLETİŞİMDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

Dilimizde belli bir duyguyu ifade etmek için kullanılan “göz göze gelmek” deyimi, kavramsal olarak hepimizin içinde gizemli bir his yaratıyor. McGill Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, göz kontağı çok nadiren gerçekleşmesine rağmen sosyal dinamikler içindeki en belirgin unsur. Aslında iki insanın gözlerinin karşılaşması, düşünüldüğünde çok olağan bir durum gibi gelir fakat bir insanın gözünüzün içine bakması kadar kaçırması da bir o kadar gizemli. Sosyal medyanın hayatımızda var olduğu ve görüntülü konuşma teknolojisinin yaygınlaştığı günümüzde göz teması ile ilgili çok az araştırma yapıldığı görülüyor. McGill Üniversitesi’ndeki araştırmacıların çalışmasına göre, göz teması nadiren gerçekleşmesine rağmen sosyal dinamikler içindeki en belirgin unsur oluyor. Birkaç saniye bile olsa göz göze geldiğimiz anlar, sosyal davranışların nasıl gelişeceğini belirleyen önemli faktörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. McGill Üniversitesi’ndeki araştırma, 18-24 yaş aralığında 25 kadın ve 5 erkek denekle gerçekleştirildi. Elde edilen bulgulara göre, insanlar iletişim kurarken birbirlerinin yüzlerinde en çok ağız bölgesine bakıyor hemen ardından göz çevresi geliyor. İletişim sırasında karşımızdaki kişinin suratına bakma süresi yalnızca yüzde 12 seviyelerinde. Yani katılımcılar iletişimde oldukları süre zarfında yaklaşık yüzde 3,5’inde birbirleriyle göz teması kuruyor. Yani buradan “Karşımdaki konuşurken bana bakmıyor, gözlerini kaçırıyor” gibi durumları çok dert etmeye gerek kalmıyor. Belli ki insanın doğası gereği doğal etkileşimi bu şekilde. Yeni tanışanlar konuşurken başka yerlere daha fazla bakıyor. Araştırmaların henüz başlangıç seviyesinde ve daha çok yeni tanışanlar üzerine yapıldığını belirtmekte fayda var. Önceden tanışan arkadaşlar ve aile bireyleri üzerinde yapılmasının daha farklı sonuçları getireceği öngörülüyor. Tamper Üniversitesi’ndeki bir başka çalışmaya göre, göz temasının ender gerçekleşmesine rağmen çok etkili olduğu açıklanıyor. Göz teması öncelikle karşınızdaki insanın dikkatini size yöneltip yöneltmediğini gösteriyor. Hayvanlar aleminde ise gözünü dikmek tehdit unsuru olarak algılanıp koruma iç güdülerini tetikliyor. İnsanların hayatta kalma ve rekabet ortamındaysa göz teması karşısındakini kontrol etmeye yarıyor. Pozitif etkileşimde ise göz teması empati kurmayı sağlıyor, güven ve samimiyet hissi gelişiyor. Göz teması kimi zaman beyindeki ödül mekanizmalarını da tetikliyor. Çekici bir yüzle göz teması kurulduğunda bu sosyal anlamda başarı duygusu sağlıyor. Daha az çekici ya da itici bir yüzle temastaysa arzulanmayan bir sosyal etkileşim olasılığı hissediliyor. Uyarı ve savunma mekanizması devreye girebiliyor. Daha ılımlı, sempatik bir yüzü hayal ederken çekicilikten çok enerji, ışık, tebessüm gibi pozitif duyguların geliştiğini belirtmekte fayda var. Cicero, “All action is of the mind and the mirror is the face, its index the eyes” (Yüz, zihnin bir fotoğrafıdır. Gözler ise onun yorumlayıcısıdır) der. Peki bizler başkalarının gözlerine ne kadar temas edebiliyoruz? Belki de bu gözlem kendi iç dünyamızı da anlamamıza yardımcı olabilir. “Gözler ruhun aynasıdır” diye boşuna dememişler. Farklı kültürlerde farklı şekillerde söylenmiş ve kolektife mal olmuş bir bilgi. Dijital dünya, yeni iletişim teknolojileri günümüzün kaçınılmaz bir gerçeği. Banka işlemlerimizden online derslere, alışverişten toplantılara kadar hemen hemen her işimizi online olarak yapıyoruz. Bu bir anlamda zamandan ve mekandan bağımsız olmamızı sağlayarak hayatımıza birçok kolaylık da sağlıyor. Fakat siz siz olun dijital dünyada sosyal medya aracılığıyla bir iletişim biçiminin yanı sıra yüz yüze iletişimden ve göz temasından vazgeçmeyin. Çünkü iletişimde hem kişisel hem de profesyonel ilişkilerde daha etkili olma şansını yakalayabilirsiniz. İletişim sırasında göz teması kurmanın çok önemli bir rolü var. İlişkileri ve iletişimin akışını değiştirebiliyor. Hissettirdiğiniz duygu samimiyeti veya daha farklı bir duyguyu tetikleyebiliyor. Ayrıca göz teması kurmak önemli bir sosyal kabiliyet. Hem kişisel hem de profesyonel ilişkilerde nasıl algılanacağımızı belirliyor. Araştırmacılar göz teması kurmanın pek çok yararını ortaya koyuyor. Başlıca faydalar şu şekilde sıralanıyor:

– İnsanların adını ve yüzünü hatırlama ihtimali artar.
– Konuşmanız bittikten sonra bile insanlar ne anlattığınızı hatırlayabilir.
– Çevrenizdekilerin sözlerinize inanma ihtimali daha yüksektir.
– İnsanlar sizi akıllı ve kendine güvenli bir kişi olarak görür.
– Daha iyi gözlemleyip konuyu sentezleme imkanımız artar.
– Konuşulurken iletişim ipuçlarını daha rahat algılayıp anlayabilirsiniz. Böylece daha etkili iletişim kurma şansınız artar.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.