SOSYAL AĞLARDA BENLİĞİN SUNUMU

”Çağımızın tasviri nesneye, kopyayı aslına, temsili gerçekliğe, dış görünüşü öze tercih ettiğinden kuşku yoktur… Çağımız için kutsal olan tek şey yanılsama, kutsal olmayan tek şey ise hakikattir. Dahası, hakikat azaldıkça ve yanılsama çoğaldıkça çağımızın gözünde kutsal olanın değeri artar, öyle ki bu çağ açısından yanılsamanın had safhası, kutsal olanın da had safhası.” der Feuerbach. Günümüz dünyasında teknolojide yaşanan gelişmeler ve internet teknolojisinin getirdiği yenilikler, bireylerin benliklerini sosyal ağlarda sunmalarına olanak tanımaktadır. Benlik sunumu, bireylerin kendilerini diğerlerine karşı istediği şekilde gösterme çabası olarak tanımlanabilir. Bu noktada sosyal ağlar aracılığıyla benlik sunumu birçok çalışmaya konu olmuş ve önemli bir mesele haline gelmiştir. Amerikan sosyolojisinin önemli isimlerinden Erving Gofman’ın, ”Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu” adlı eserinde ele aldığı unsurlar, bu konuda yapılan çalışmalara rehberlik etmektedir. Sosyal ağlarda özellikle fotoğraf paylaşımında gelinen nokta, benlik sunumlarında görsel öğelerin artan önemini gözler önüne sermektedir. İnsanın beğenilme arzusu, diğerleri üzerinde bıraktığı ilk izlenim ve buna yönelik çabaları benlik sunumu çerçevesinde değerlendirilebilir. Bireyin kendini beğenmesi, kendine hayran olma arzusu narsizm ile ifade edilirken; başkalarının onun hakkındaki fikirlerinin ve düşüncelerinin oluşmasını kontrol edebilmesi benlik sunumu kavramını çağrıştırmaktadır (Baritci & Fidan, 2018). Sanayi devriminden sonra yaşamın makineleşmesi, iletişimde araçsal yapının değişmesine sebep olmuş ve yüz yüze ilişkiler yerlerini analog ilişkilere bırakmıştır. Dış dünyadan haber alma, farklı hayat ları ve kültürel meraklar insan ilişkilerinin belirleyici yapı taşları olmuştur. Bu anlamda Bauman, iletişim teknolojilerinin yükselişini, kullanıcıların daima yapmak istedikleri ama uygun araç yokluğundan dolayı yapamadıkları şeyleri yapma imkânı sunmasına bağlamaktadır. Farklı yaşam koşullarına sahip farklı toplumsal kesimler sosyal ağlar üzerinden bir araya gelebilmekte, böylece karşılıklı paylaşımda bulunmaları kolaylaşmaktadır (Kırık & Yazıcı, 2017). Görsel malzemeler ve enformasyonun paylaşılması amacıyla geliştirilmiş birçok uygulama sayesinde benliklerin görücüye çıktığı ultra demokratik bir zemin oluşmuştur (Nalçaoğlu, 2007). Bu durumda artık sosyal medya uygulamaları sadece bireylerin birbirleriyle iletişim kurdukları ve dünyadan haberdar olmak için kullandıkları bir mecra olmaktan çıkıp, bugün günlük işlerin yürütülmesinde bile kendilerine anlam yüklenen bir hal almıştır. Goofman’ın “kişisel vitrin” olarak tanımladığı bu halka açık kimliklerin toplumsal değerlere ve yargılara uygun inşa edilmesinin temelinde ise beğenilme tutkusu yatmaktadır. Ona göre; “Birey kendini sosyal medya araçlarıyla başkalarına sunduğunda performansı, toplumun resmi olarak onaylanmış değerlerini, davranışlarından çok daha fazlasını içerir ve temsil eder”(Goffman, 2009). Bir başka ifadeyle, yeni bir benlik sunumunun kurulması söz konusudur. Bu bağlamda bireye verilen özgürlük, çoğu zaman kullanıcının kendisini tam olarak gerçekte olduğu gibi sunmamasıyla birlikte daha çok kendi kafasındaki ideal benlik doğrultusunda yeni bir benlik sunumu inşa etmesine ve buna bağlı olarak da idealize edilmiş performanslar sergilemesine olanak tanımaktadır.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.