Şirketler, yaşanan değişimlere uyum gösterme süreçlerinden geçiyor ve tüm bu süreçlerden en başta yöneticiler etkileniyor. Sürdürülebilirlik, dijitalleşme, siber güvenlik gibi konular yöneticiler için öne çıkarken yatırım alanları günden güne büyüyor. Belirsizliği yoğun ve hızı yüksek dönemlerden geçerken şirket yöneticilerinin de yaklaşımları büyük önem kazanmış durumda. Yaptıkları işi ve dünyayı adeta yeniden keşfetmeye yol açan belirsizliğin hakim olduğu ekonomik süreçlerden geçen ve küresel ölçekteki rekabetin tam merkezinde duran şirket yöneticileri için özellikler son yıllar adeta bir sınav niteliğinde geçiyor. Her şey değişiyor; iş modelleri, stratejiler ve liderlik anlayışları. Tüm bunların arasında şirketlerini revizeden geçiren liderlerin bakışı ise geleceğe dönük.

EKONOMİK BÜYÜMEDE “İYİMSER” YAKLAŞIMLAR

Geçtiğimiz son iki yıla dair zorlukların izleri yeni yeni toparlanmaya başlarken; IMF tarafından Ekim 2021 yılında açıklanan küresel milli gelirin 2022’de %4,9 büyüyeceği öngörüsü, bu yılın başlarında yine IMF tarafından %4,4’e çekilse de PwC’nin, bu yıl 25’incisini gerçekleştirdiği geleneksel yıllık “Küresel CEO Araştırması”nın sonuçlarına göre; zorlu koşullara rağmen CEO’ların rekor düzeyindeki iyimserliği oldukça göze çarpıyor. Gelecek 12 ay içinde küresel ekonomik büyümeyle ilgili beklentileri soruların CEO’ların %77’si ekonomik büyümenin artacağını söylerken ki bu, 2012 yılından bu yana gerçekleşen en yüksek oran; Türkiye’deki CEO’ların %80’i gibi oldukça büyük bir kısmı da ekonomik büyümenin artacağını düşünüyor.
2021’in Ekim ve Kasım aylarında yapılan araştırmaya, 89 ülke ve bölgeden 4.446 CEO katıldı ve Türkiye’den de 88 CEO yer aldı.

Yaşanan son süreçlerle birlikte, kurumsal çevikliği ve dönüşüm süreçlerinde çözüme yönelik stratejilerini artıran yöneticiler, bu sonuçlara göre “en zorunu atlattık” gibi bir düşünce içerisinde olabilirler. Oldukça sert rekabet koşulları altında tüm çalışma sistemlerini revize ederken; liderlik yaklaşımlarını da dönüştürmek durumunda kaldılar. Bu da onları; daha bütüncül ve kapsayıcı bir yaklaşıma götürürken, aslında bir bakıma onları “antrenmanlı” bir noktaya getirdi. Artık profil olarak; her türlü olası senaryoya karşı hazırlıklı, sürdürülebilir başarıyı; dolayısıyla kalıcılığı ve değer oluşturmayı önemseyen bir yönetici profiliyle karşı karşıyayız. Tüm bu yapılanma her ne kadar zor olsa da; şirketlere pozitife doğru bir ivme kazandırmış durumda. Daha dinamik, daha yenilikçi ve yaratıcı bir anlayış benimseyen yöneticiler; şirketlerinin büyüme oranlarına da tıpkı ekonomik büyümede olduğu gibi daha pozitif bakıyorlar.

TÜRKİYE’DEKİ CEO’LARIN %72’Sİ 12 AY İÇİNDE ŞİRKETLERİNİN BÜYÜMESİ KONUSUNDA GÜVEN DUYUYOR

Yapılan araştırmada; birçok CEO’nun uzun vadeli strateji gündemlerinde müşteri memnuniyeti, çalışan mutluluğu, otomasyon veya dijitalleştirme ile ilgili hedeflerin önemli yer tuttuğunu görüyoruz. Finansal olmayan bu sonuçlar, günlük iş performansı ile iç içe ele alınıyor. Şirket stratejilerinde, harcamalarında veya yatırımlarında daha az ele alınan hedefler ise; sera gazı emisyonları, cinsiyet veya çeşitlilik ile ilgili konular olarak karşımıza çıkıyor. Bu hedeflerin sadece %10’u CEO’ların yıllık ikramiye veya uzun vadeli teşvik planlarında yer alıyor. Ülkemizde ise CEO’lar finansal olmayan pek çok ölçütü, şirket stratejilerine daha fazla entegre etmiş durumda.
Araştırmanın gerçekleştirildiği 2021 Ekim-Kasım aylarından bu yana; pandeminin farklı varyantları ortaya çıksa da aşılamanın yaygınlaşması, pandeminin yarattığı belirsizliğin ortadan kalkması ve yöneticilerin artık müşteri talepleri karşısında daha hızlı hareket etmesi gibi etkenlerle birlikte CEO’ların aradan geçen zamana rağmen aynı iyimserlik içinde olduğu gözlemleniyor. Araştırma sonuçlarında Türkiye’deki CEO’ların iyimserlik ve güven düzeyinin yüksek olması; Türkiye’deki yöneticilerin krizler ve ani değişen gündem ile bunların iş dünyasına etkileri konusunda daha deneyimli olmalarının bir sonucu.

Sonuçlara da yansıyan bu deneyimde “güven” konusu oldukça kritik. Çünkü zorlukların deneyim kazandırması ve çözüme yönelik eğilimin artmasının, şirketlere uzun vadede pozitif dönüşler sağlayacağı muhakkak. Küresel CEO’ların %56’sı, Türkiye’deki CEO’ların ise %72’si 12 ay içinde şirketlerinin büyümesi konusunda güven duyduklarını söylüyor. Bu da şirket yöneticilerinin var olan koşulları doğru değerlendirdikleri ve olası koşullara da hazırlıklı olduklarının altını bir kez daha çiziyor. Önümüzdeki bir yıl üzerinden yapılan bu değerlendirmeler, geleceğe yönelik umudun da artarak devam ettiğinin önemli bir göstergesi. Yöneticiler, hem şirketlerine hem de ekonomiye yapacakları katkılara karşı oldukça güvenli ve emin adımlar attıklarını adeta bu sonuçlarla kanıtlıyorlar.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.