Türkiye’de ilk marketini 1993 yılında devreye alan Carrefour aynı zamanda hipermarket konseptini Türk tüketicilerle buluşturan ilk firma. 1996 yılında Türkiye’nin en büyük topluluklarından biri olan Sabancı Holding ile Carrefour Grubu’nun gerçekleştirdiği ortaklık sonucu CarrefourSA ismini alan şirket; bugün geldiği noktada güçlü finansal pozisyonu ile büyüme ve değer yaratma potansiyeli olan tüm projeleri kendi kaynaklarıyla değerlendirerek yatırım yapmaya devam ediyor. Tüketiciler için yakın, keyifli ve değer yaratan alışverişin adresi olmayı hedefleyen CarrefourSA; sürdürülebilirlik projeleriyle de sektörüne öncülük ediyor. CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu hem sorularımızı yanıtladı hem de “Daha iyi bir yaşam” için oluşturdukları stratejileri anlattı.

Sürdürülebilirlik konusunda her adımınızda doğru bir yaşam ve çevre için çalıştığınızı biliyoruz. Bu doğrultudaki çalışmalarınızla 1046 ton sera gazı salınımını, 534 ton atık oluşumunu ve 19 bin metreküp su tüketimini de engellediniz. Söz ko- nusu alanda yaptığınız çalışmalar ve devreye aldığınız projeler nelerdir? Sürdürülebilirlik anlamında yol ha- ritanızda hangi stratejiler mevcut?

Çevresel ve toplumsal duyarlılıkla yola çıkan bir şirketiz. Bu anlamda, birçok uygulamayı hayata geçirerek yaşam için doğrusunu yapmak adına hareket ediyoruz. Her gün marketlerimizden alışveriş yapan 500 bin müşterimizi, sı- fır atık inisiyatifimize dahil edebilmek için çalışıyoruz. Tüm marketlerimiz için “Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi” başvurusu yaptık ve ilk etapta 180 mar- ketimize sıfır atık belgesi aldık. Hede- fimiz tüm marketlerimize bu belgeden almak. Marketlerimizde atık değeri ta- şıyan; kâğıt, cam, metal, plastik, bitkisel yağ, pil gibi ürünleri ayrıştırarak topla- yıp lisanslı geri dönüşüm firmalarına iletiyoruz. Geçen sene yaklaşık 14 ton atık yağ toplayarak biyodizele dönüş- türülmesini sağladık. Taze sebze-mey- ve reyonlarında geri dönüştürülmüş kâğıtlardan üretilen, meyve ve sebze ile temasa uygun, doğa dostu ve yerli üretim viyol tabaklar kullanarak 7,6 ton plastiğin atık olmasını engelledik. “Kendi Kabınla Alışveriş” uygulamasını başlattık. Böylelikle belirlediğimiz marketlerde müşterilerimize kasap, balık, pasta, ekmek, şarküteri, bakliyat ve kuruyemiş reyonlarında kendi kaplarıyla alışveriş imkânı sunuyoruz. Geçen sene ilk kez Carbon Disclosure Project (CDP) bünyesinde iklim değişikliği ve su konularında raporlama yaparak bu konudaki farkındalığımızı ispatladık ve taahhütlerimizi gerçekleştirdik. Tüm bu çalışmalarla geçen sene 1046 ton sera gazı salımını, 534 ton atık oluşumunu ve 19 bin metreküp su tüketimini engellemiş olduk. FAO-Gıda ve Tarım Ortaklığı Programı’nın ortak yürüttüğü gıda kaybı ve israfının azaltılması amacıyla başlatılan “Gıdanı Koru” projesine destek veriyoruz. Gıdanı Koru projesiyle, gıda kaybı ve israfının azaltılmasının yararları ile ilgili tüketicinin bilgisinin artırılması yönünde iletişim çalışmaları yapıyoruz. STT-TETT arasındaki fark, soğuk zincir ürünlerinin nasıl alınması gerektiği, olgunlaşmış meyve sebzelerin nasıl israf edilmeyeceğinin iletişimi, dolapta kalan sebze meyvelerin nasıl değerlendirileceğiyle ilgili yemek tarifleri gibi bilgilerle; müşterilerimize israfı önleyici tüketim alışkanlıklarını benimseterek, uzun soluklu değişim konusunda rolümüzü üstleniyoruz. World Resources Initiative (WRI)’in 10x20x30 Projesi ile 2030’a kadar gıda kayıplarını ve atıklarını yarıya indirmek için taahhütte bulunduk. Söz konusu projeye tedarikçilerimizle birlikte katıldık. Amacımız “Hedefle – Ölç – Eyleme Geç” yaklaşımı ile kendi tedarikçilerimizin 20 tanesi ile bir araya gelerek, gıda kaybını ve atığını 2030’a kadar yarıya indirmek. Burada müşterilerimizde olduğu gibi tedarikçilerimizde de “Tüm zincir” yaklaşımında katalizör rolü oynayarak gıda kaybının ve atığının azaltılmasını desteklemeyi amaçlıyoruz. Gıda kayıplarının doğru analiz edilmesi, kategorilendirilmesi, atık duruma düşürülmeden değerlendirmeye alınması amacıyla mağaza bazlı çalışmakta olduğumuz TİDER, Fazla Gıda ve Gıda Kurtarma Derneği ile iş birliği yapıyoruz. Bu kapsamda gıda bankacılığı aracılığıyla tüketime uygun kayıpları yeniden değerlendirerek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması konusunda uzun süredir çalışmaktayız.

Küçük esnafı desteklemek ve girişimcilere perakende sektöründe bir fırsat sunmak amacıyla başlattığınız “bayilik sistemi”nde şirket olarak gelinen nokta nedir? Bayilerinize sağladığınız imkânlar nelerdir?

CarrefourSA olarak müşterilerimize doğru ürünü doğru üreticiden alarak doğru bir hizmet ve fiyat politikasıyla ulaştırmak için çalışıyoruz. Yeni market yatırımlarına devam ediyoruz. Küçük esnafı desteklemek adına bayilik sistemi başlattık. Motivasyonu yüksek olan, yerel bir market sahibi veya farklı bir bayiliği olup kazan-kazan ilişkisine dayalı bir işletme açmak isteyen, müşteri hizmetlerinde yetenekli olup yönetim becerisi bulunan, ticaret yapmak için herhangi bir sicil engeli olmayan her adayı değerlendirmeye alıyoruz. Mini formatımız için 100-280 m2, süper formatımız için de 280-600 m2 arası alanı olan ve belirli finansal kriterleri karşılayan, en az 1 yıllık şirket sahipleriyle iş birliği gerçekleştiriyoruz. Bugün 70 bayimiz faaliyet gösteriyor. Hedefimiz 250 bayiye ulaşmak.

Geçtiğimiz yıllarda devreye aldığınız “Lezzet Arası” hizmetinizle ayda 300 binden fazla kişiye farklı lezzetleri sunuyorsunuz. Projeyle ilgili yola çıkış hikâyeniz nedir? Söz konusu restoranlarda uyguladığınız politikada öncelikle- riniz nelerdir?

Çağdaş Türk mutfağı adına başarılı projelere imza atan Şef Vedat Başaran’ın danışmanlığında başlattığımız ve ül- kemizde eşi benzeri olmayan bir hizmet olan Lezzet Arası restoranlarını yaygınlaştırmaya devam ediyoruz. Market- lerimizde doğru ürünü doğru hizmet ve fiyat politikasıyla müşterilerimize ulaştırırken, Lezzet Arası restoranlarında da doğru ürünlerle pişen yiyecekleri müşterilerimizin beğenile- rine sunmaya devam ediyoruz. Gastronomik özgürlük sunduğumuz Lezzet Arası restoranlarımızla ayda yaklaşık 300 bin kişiye yiyeceğin doğrusunu ulaştırıyoruz. Söz konusu restoranlarımızın bir avantajı da müşterilerimizin et, tavuk veya balık gibi ürünleri reyondan alıp hemen pişirtip tüketebilmeleri. İlk olarak 2017 yılında hizmet vermeye başlayan Lezzet Arası; İstanbul’da Fulya, Ataşehir Metropol, Marmara Park, Marmara Forum, Bayrampaşa Forum, Maltepe Park, Acıbadem Tepe Nautilus ve Pendik Neo Marin, Bursa’da Nilüfer, İzmir’de Balçova ve Hilltown, Mersin’de Palm City, Adana’da M1 ve şimdi de Ankara Çayyolu’nda müşterilerini ağırlıyor.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.