1965 yılında temelleri atılan Uğurlular Tekstil, sektörünün en önemli oyuncuları arasında yerini almış başarılı bir şirket. 30’un üzerinde ülkeye ihracat yapan şirket için tekstil, bir aile geleneği. Uzun yıllardır Ar-Ge faaliyetlerinde bulunmanın avantajını enerji yatırımlarında kullanmaya karar veren Uğurlular Tekstil, 2015 yılında Ecogreen Enerji’nin temeli olan Uğurlular Elektrik Üretim A.Ş.’yi faaliyete alıyor. Böylece yenilenebilir enerjiye dair attıkları bu adımlarla, “dünyanın yanında” olmayı seçiyor. Kısa zamanda güneş, biyogaz ve biyokütle enerji üretim santrallerine yaptığı yatırımlarla büyüyen Ecogreen Enerji’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı ve aynı zamanda Uğurlular Tekstil’in Yönetim Kurulu Üyeliği’ni yürüten Osman Uğurlu sorularımızı yanıtladı ve iki şirket hakkında bilgiler verdi.

Uğurlular Tekstil’i son yıllarda üst üste İso 1000’de en ön sıralara taşıdınız. Buradaki başarınızın ardından yenilenebilir enerji yatırımlarını da yol haritanıza almanızın nedenlerini ve geçiş süreçlerinizi anlatır mısınız?

Güneş, biyogaz ve biyokütleye dayalı enerji üretim yatırımlarıyla konunuzda öncü bir şirket olarak, faaliyetlerinizi öğrenebilir miyiz? Odağınızda yer alan projeler nelerdir?
Bugün geldiğimiz noktada, ülkemizin birçok yerinde yapmış olduğumuz yatırımlarla 27 MWp güneş enerjisi, şu an faaliyette olan 3 biyogaz enerji santralimizde 7.5 MWe ve 2 biyokütle enerji santralimizde de 6 MWe kurulu gücümüzle enerji üretmekteyiz. Bu rakam 2022 yılının Ocak ayı itibariyle yurt içinde toplam 50 MWe’ye ulaşacaktır. Yurt içi ve yurt dışında planlamaya aldığımız proajelerimizle 2023’te toplamda 300 MWe kurulu güce ulaşmayı hedefliyoruz

Şirketler yeşil enerji kullanarak, karbon ayak izi ve sera gazı salınımını azaltıp, sürdürülebilir çevreye katkıda bu- lunmaya başladı. Tüketici beklentisi de doğaya daha say- gılı işletmelerin oluşmasını sağlıyor. Yenilenebilir enerji sektörünün büyüme hızını nasıl öngörüyorsunuz? Sizin sektördeki hedefleriniz nelerdir?
Enerji şirketimizi kurduğumuzda işe ilk kendi çatımızdan başladık. Tekstil fabrikamızın iç ihtiyacını karşılamak adına çatımıza 2.7 MWp kurulu güçte güneş santralimizi faaliyete geçirdik. Her şirketin kendi elektrik giderlerini karşılamak adına yenilenebilir enerjiye geçmesini ve mevzuat gereği ça- tıları uygunsa buralara güneş enerjisi santrali yatırımı yapıl- ması gerektiğine inanıyorum. Karbonla ilgili web sitemizde büyük bir ana başlık açıp, “Pro- jelerimizle yılda 1 milyon ton karbon emisyonunu engelle- meyi hedefliyoruz” dedik. Şu anki çalışmalarımız bir yılda bu hedefin çok üstüne çıkacağımızı gösteriyor. Güneş sant- rallerimiz yıllardır bu görevi sürdürüyor. Özellikle biyogaz ve biyokütleye dayalı enerji üretim tesislerimizde, her geçen gün yeni üniteleri devreye sokup, karbon emisyonunu azalt- maya yönelik ciddi katkı sağlıyoruz. Son yıllarda sera gazının etkisini gündelik yaşamlarımızda çok daha fazla hissetmeye başladık. Bu yaz, dünyanın birçok noktasında eş zamanlı yangınlar oldu. Ülkemizin güney ve batı ormanları devasa yangınlar sebebiyle yok oldu. Aynı şe- kilde birden çıkan fırtınalar ve ona dayalı seller yüzünden nice insanımız hayatını kaybetti, nice yerleşim bölgelerimiz harabeye döndü. Geçmişte küresel ısınmayı önemsemeyen ülkeler şu an durumun ciddiyetinin farkına varmış durum- da. Devletler bu yönde adım attıklarında insanlar da bilinç- lenmeye ve doğaya karşı daha saygılı olmaya başlıyor ve aynı saygıyı bir şekilde ürün veya hizmet satın aldığı işletmelerden de bekliyor. Duyarlı bir tüketici, duyarlı işletmelerin doğmasına en çok katkı sağlayandır. Son zamanlarda gerek yenilenebilir enerjiyle ilgili çıkan mevzuatların yatırımcılar için uygun hale getirilmesi gerekse doğanın bize olan haklı isyanı, yenilenebilir enerjiyle ilgili bir bilincin uyanışa geçmesine de vesile oldu. Bu anlamda enerjinin geleceğinin, yenilenebilir enerjide olduğunu ve geleceğin enerjisinin de tam da bu olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Dünya artık fosil yakıtları kaldıramaz durumda. 300 yıllık Sanayi Devrimi geçmişimizle, 4 milyar yıllık dünyanın saçlarını bir gecede ağarttık. Ancak gelmiş olduğumuz nokta itibariyle hala geç kalmış sayılmayız. Yenilenebilir enerjiyi eğitim programlarımıza almalı ve çocuklarımızı beyinleri henüz tazeyken geleceğin enerjisiyle tanıştırmalıyız. Bugün Almanya’nın, Güney Kore’nin, Japonya’nın veya Slovenya’nın sıfır atık çalışmalarında gelmiş oldukları bilinç seviyesine erişmek bizim için bir hayal olmamalı. Bu anlamda Ecogreen Enerji olarak üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye, bu yönde yapılacak her pro- jede yer almaya hazırız

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.