”Doğru öngörüler ışığında yürüyen liderler geleceği yaratır”

İnsan hayatını iyileştirmek için bilimin mucizelerinin peşinden giden ve daha güçlü bir dünya hedefiyle her gün milyonlar – ca insanın sağlığını ileriye taşıyacak ilaç ve aşıları keşfetme arzusuyla çalışan küresel ilaç şirketi Sanofi, ülkemizde 65 yılı aşan bir ayak izine sahip. Tüm dünyadaki Sanofi’nin üretim tesisleri arasında kapasite olarak en büyük üçüncü ilaç üretim tesisi Türkiye’de. Lüleburgaz fabrikasındaki üretimin yanı sıra gerçekleştirdiği teknoloji transferi ve yatırımlarla ülke ekono – misine değerli katkılar sunan şirket, sürdürülebilirlik ve sos – yal sorumluluk çalışmalarıyla da topluma katkısını her geçen gün büyütüyor. Bölgede 7 ülkenin yönetimini Türkiye’den gerçekleştirdiklerini belirten Sanofi Türkiye Ülke Başkanı ve Türkiye, Afrika ve Ortadoğu Temel Ürünler Başkanı Cem Öztürk, ülkemizde güçlü bir yerelleşme politikası izledikleri – nin altını çiziyor. Türkiye’de sağlık girişimciliği ekosisteminin oluşması için çeşitli program ve iş birliklerine imza attıklarını ifade eden Öztürk, PharmUp girişimci destek platformunun bu hedefe hizmet ettiğini belirtiyor. Business Türkiye okuyu – cuları için sorularımızı yanıtlayan Cem Öztürk, ilaç üretiminde fark yaratan çalışmalarını, toplum sağlığı alanında geliştirdik – leri projeleri ve taahhütlerinin kapsamını bizlere aktarıyor

Kısaca Sanofi’den bahsedebilir misiniz?

Sanofi, 90 ülkede 91 bin çalışanı ile daha sağlıklı, daha sürdürülebilir ve daha güçlü dünya hedefiyle her gün milyonlarca insanın sağlığını ileriye taşıyacak ilaç ve aşıları keşfedip geliştirmek için bilimin mucizelerinin peşinden koşan ve 180 ülkede sağlık çözümleri sunan küresel bir ilaç şirketi. Bugün dünya genelinde 59 üretim ve 20 Ar-Ge tesisimiz ile dünyanın en büyük 10 ilaç şir – ketinden biriyiz. Türkiye’de ise 65 yılı aşan ayak izimizle ülkenin sağlıklı geleceğine katkıda bulunuyor, yatırım ve üretim yapıyor, istihdam sağlıyoruz. Sanofi dünyasında Türkiye’nin rolü oldukça kritik. İran ile birlikte Levant bölgesinde yer alan 7 ülkenin yönetimini Türkiye’den gerçekleştiriyor ve ülkemizde güçlü yerelleşme politikası izliyoruz. 1.600 çalışanımız, Sanofi’nin üretim tesisleri arasında kapasite olarak tüm dünyadaki en büyük üçün – cü ilaç üretim tesisi olan Lüleburgaz fabrikamız ve 220 farklı tip ürün çeşidini kapsayan geniş portföyümüz ile ülke ekonomisine ve toplum sağlığına katkı sağlamak için çalışıyoruz.

Sanofi Türkiye’nin, dünden bugüne ülkemize kattığı değerler bağlamında yorumlarınızı alabilir miyiz? Sanofi Türkiye’nin ilaç üretiminde fark yarattığı çalışmaları ve hedeflerini anlatır mısınız?

İlaç sektöründe ülkemizde ilklere imza attığımızı söy – leyebiliriz. Sektördeki lider pozisyonumuzdan ve köklü mirasımızdan güç alarak ülkemize katma değer sağlaya – cak her türlü projeyi hayata geçirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Amacımız, hastaların hayatlarını kolaylaştı – racak çözümleri ve teknolojileri ülkemize kazandırmak, yerel üretime katkıda bulunmak. Daha önceden gerçek – leştirdiğimiz teknoloji transferi ve yatırımlar sayesinde, Birgi Mefar Grup iş birliğiyle ulusal aşı takvimi kapsa – mındaki hastalıklara karşı koruma sağlayan çocukluk çağı karma aşılarını bundan 12 yıl önce Türkiye’de üret – meye başladık. Türkiye’nin ilk biyoteknoloji üretimine katkı sunan bu yatırımımız sayesinde bugüne kadar 81 milyon doz aşı ürettik.
Geçtiğimiz şubat ayında ise daha önce ithal ettiğimiz bir ilacın üretiminde kullanılan üç katmanlı bir tab – leti mümkün kılan Geomatrix teknolojisini ülkemize transfer etmenin gururunu yaşıyoruz. Bu teknolojiyi Türkiye’de ilk defa Sanofi olarak Lüleburgaz fabrikamıza kazandırarak 6 ay içinde bahsi geçen teknolojiyi kullana – rak tam 1 milyon kutu ilaç ürettik ve hastaların erişimine sunduk. Türkiye’de 200 binden fazla hastanın yaşamına dokunduk ve kesintisiz tedaviye erişimlerini sağladık. 1 milyon euronun üzerindeki ithalat tutarını yerli üretime dönüştürdük. Böylece yılda 6,3 milyon euroluk ithalatı yerli üretime çeviriyor, yılda 110 milyon euroya ulaşan yerel üretimimizle ülke ekonomisine katkımızı artan şe – kilde sürdürüyoruz. Uzmanlık alanlarımızda hasta de – neyimini dönüştürmek, tedavi çözümlerinde fark yarat – mak ve ülkemize gerek toplum sağlığı alanında gerekse ekonomik boyutta fayda sağlamak üzere çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Sanofi Türkiye’nin yatırım hedefleri ve yurt dışı faali – yetlerinden bahsedebilir misiniz?

Yerelleşme politikamız kapsamında Türkiye’ye yatı – rım, ana odak konularımızdan biri oldu. Türkiye’deki 1 milyar euronun üzerindeki yatırımımızla en yük – sek yatırımı yapan ilaç şirketlerinden biri olarak Lüleburgaz’daki fabrikamızda yıllık toplam 445 milyon kutu üretim yapıyoruz. Ayrıca Sanofi’nin dünya gene – lindeki üretim merkezleri arasında ilk 3’te yer alarak fabrikamızda 22 çok uluslu ve yerel ilaç firmasına üre – tim desteği veriyoruz. Lüleburgaz tesisimiz, Türkiye ilaç sektöründe toplam üretimin yaklaşık yüzde 15’ini tek başına karşılıyor. Bu da demek oluyor ki Türkiye’de üretilen 7 kutu ilaçtan biri Lüleburgaz fabrikamızdan çı – kıyor. Üretimimizin yüzde 20’sini aralarında Almanya, İngiltere, Fransa, Rusya, Brezilya ve Japonya’nın da bu – lunduğu dünyanın dört bir yanındaki 49 ülkeye ihraç ediyoruz. Yeni teknoloji transferimiz ile ürün portföyü – müzün kutu bazında yüzde 86’sını bu topraklarda üre – tiyoruz. Bu yatırımımız ile üroloji, kardiyoloji, dahiliye, merkezi sinir sistemi ve viroloji alanlarında tedavi çö – zümleri sunan “Sanofi Temel İlaçlar” ürün portföyümü – zün tamamına yakınını yerli ve milli hale getirdik.

Ar-Ge çalışmaları kapsamında gerek Klinik Araştır – malar Biriminize (CSU) gerekse iş birliklerine dayalı faaliyetlere yatırım yapan ve Ar-Ge’ye en büyük payı ayıran şirketlerden birisiniz. Bu alandaki projeleriniz ve bu biriminiz hakkında bilgi alabilir miyiz? Ülkemizdeki faaliyetleriniz ve hedefleriniz ne yönde ilerliyor?

Sanofi olarak, dünya genelindeki ciromuzun yaklaşık yüzde 15’ini Ar-Ge yatırımlarına ayırıyoruz. Bu nokta – da klinik araştırmalar birimimizin çalışmalarıyla katkısı ön sıralarda yer alıyor. Örneğin, Temmuz 2023 itibarıyla dünyada 78 klinik geliştirme aşamasında projemiz bulu – nuyor. Bunlardan 23’ü Faz-1, 32’si Faz-2, 21’i Faz-3 ve 2’si ise onay için ruhsatlandırma otoritelerine sunuldu. Türkiye’de klinik araştırma yürüten lider firmalardan biriyiz. 14 ülkenin olduğu büyük bir coğrafyanın liderliğini Türkiye’den yürütüyoruz. Bugün Türkiye’de 55, liderliğini yürüttüğümüz ülkelerde 22 çalışma ile bölgede birçok tedavi alanında klinik araştırmalara imza atıyoruz. Ayrıca bu yıl, 2 adet Faz I çalışmasını ülkemizde başlatmayı başardık.
Dünya çapında milyonlarca hastanın adeta kaderini değiştiren sağlık çözümlerini ve hayat kurtaran aşıla – rı sağlayan küresel bir sağlık şirketi olarak, üretimde mükemmelliği üst seviyelere taşımak en önemli hedef- lerimiz arasında yer alıyor. 2021 yılında şirketin birinci sınıf üretim mükemmelliği standartlarına ulaşma hede – fini desteklemek, üretim verimliliğini ve performansını hızlandırmak için McLaren Racing ile iş birliğine imza attık. McLaren ile endüstriyel mükemmellik alanında yapılan global iş birliği kapsamında gerçekleştirilen bu çalışmalara, Sanofi’nin Türkiye’deki Lüleburgaz Üretim Tesisi de 22 adet katı ambalaj hattı ile dahil oldu. Eylül 2021 yılında projeye dahil edilen Lüleburgaz tesisimiz – de, McLaren’in F1 Formula Racing tecrübelerinden, ça – lışma metotlarından, dijital ve analitik uzmanlığından faydalanarak fabrikanın katı ambalaj hatlarının çalışma verimliliğini (OEE) yüzde 65’e çıkarmayı hedefledik. Bu kapsamda, fabrikanın ekipman parkuru yüksek verimli ekipmanlarla sadeleştirilerek maliyet ve operasyonel per – formans bir üst seviyeye taşınacak.

Endeavor iş birliğiyle Türkiye’de sağlık alanında yenilikçi çözümler geliştirmek üzere düzenlediğiniz PharmUp Girişimcilik Programı ile hedef noktalarınız neler? Konuyla ilgili halihazırdaki ve hedefinizdeki iş birliklerinizi öğrenebilir miyiz?

2016-2018 yılları arasında FDA tarafından verilen 118 yeni ilaç ruhsatının yüzde 65’inin start-up’lara ait olduğu göz önüne alındığında, inovasyonun yeni taşıyıcılarının büyük ilaç şirketleriyle birlikte yeni kurulan girişimler olduğu görülüyor. Girişimler, çevik yapılarıyla yenilikleri keşfetmek ve bunu hayata geçirmek için çok büyük avantajlara sahip. Küresel ölçekte başarılı sağlık girişimleri arasında yer alan Türk girişimciler dikkate alındığında, kabiliyetli insan kaynağında ülkemizin potansiyelinin yüksek olduğunu görebiliyoruz. Biz de yarım yüzyılı aşan bilimsel mirasımızı giri- şimcilik ruhuyla, merakı ve inovasyonu odağına alan yaklaşımla besliyor, sağlık alanında çalışmalar yapan girişimleri destekleye- cek projeler geliştiriyoruz. PharmUp da bunlardan en önemlisi. Şirketimizin sağlık sektöründeki tecrübesini PharmUp ile birlikte ülkemizde yeni gelişen inovasyon ekosistemine sunmayı en büyük ideallerinden biri olarak görerek yolculuğumuza başladık. 2019 yı- lında hayata geçirdiğimiz ve Endeavour ile birlikte yürüttüğümüz PharmUp Girişimcilik Programı ile sağlık sektörüne yönelik çözümler geliştirebilecek her alandan ve sektörden girişimciyi 4 yıldır başarıyla bir araya getiriyoruz. Bu program ile her yıl yaklaşık 5 start-up seçmeyi hedefliyoruz. Seçilmiş start-up’lar hızlandırma programına katılarak becerilerini ve çözümlerini geliştirmek için atölye ve mentorluk desteğinden faydalanırken, ilgili iş birimleri ile bir araya gelerek Sanofi ile iş birliği geliştirme ve Paris’te düzenlenen Vivatech Fuarı’na katılma fırsatı yakalıyor. Bu yıl ise akıllı sağlık cihazları ve diagnostik çözümler (giyilebilir teknolojiler ve hızlı test araçları), M-medikal eğitim ve iletişim araçları, sağlıklı yaşam çözümleri, dijital sağlık ve teletıp, veri yönetimi ve analitiği, kurumsal dijital dönüşüm kategorilerinde ürün ve hizmet geliştiren girişimciler programa başvurdu. PharmUp’a bugüne kadar toplamda 219 girişimci başvuru yaptı ve 22 girişim programa dahil oldu. 2022 yılında ise PharmUp’ı çok paydaşlı bir platfor- ma dönüştürerek girişimcilerin ürün geliştirmeden ürünü pazara sunmaya kadar tüm yolculuklarında ihtiyaçlarına uygun çözümler üretiyoruz. Sağlıkta küresel rekabetçiliğin ve inovasyon ekosisteminin güçlendirilmesine ön ayak olan Türkiye merkezli çok paydaşlı girişimcilik platformu kapsamında, Başakşehir Living Lab, Teknopark İstanbul ve Lokman Hekim Üniversitesi Sağlık ve İlaç Teknoloji Merkezi (LHUSTEK) ve TT Ventures ile çeşitli iş birliklerine imza attık. Bunun yanı sıra yine PharmUp çatısı altında düzenlediğimiz tematik programlar ile girişimcilerle bir- likte hastaların hayatlarına dokunabilecek projeleri geliştirmek üzere çalışıyoruz. Geçen yıl düzenlediğimiz OncoSprint kapsa- mında, 65 yaş ve üzeri kanser hastalarının tanı, tedavi ve günlük yaşam süreçlerindeki sorun alanlarına odaklandık. Bu sene ise nadir hastalıklar alanına odaklanacağımız Rare Sprint programını hayata geçireceğiz.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.