Mutfak ve sofra ürünleri sektöründeki yolculuğu 1973 yılında Eminönü’ndeki bir cam atölyesinde başlayan Karaca, günümüzde de öncü bir tasarım markası olmanın sorumluluğuyla hareket ediyor. Ülkemizin farklı noktalarının tarihini, dokusunu ve gastronomik değerlerini hatırlatan tasarımlarıyla adından söz ettiren marka, en son İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. iş birliği ile hayata geçirdiği “Karaca X İst Collection” serisinde İstanbul’un simgelerini sofra ürünleri ile buluşturdu. UNICEF ile gerçekleştirdiği projelerle de adından söz ettiren şirket, tüm projelerine aynı emek ve özveriyle yaklaşıyor. Karaca Grup CEO’su Fatih Karaca, sorularımızı yanıtlayarak global pazarlardaki hedefleriyle ilgili bilgiler veriyor.

1973’ten bu yana sektörünün lider kuruluşlarından olan Karaca günümüzde de yenilikçi ve katma değerli ürünler üreterek konumunu koruyor. Şirketinizi bugünlere getiren marka yolculuğunuzun öyküsünü öğrenebilir miyiz?

Karaca olarak daha ilk günlerden itibaren aileyi, arkadaşlığı, sofrayı, paylaşmayı sahiplendik. 1973’de “Paylaşacak çok şeyimiz var” diyerek çıktığımız yolculuğumuzda neredeyse 50 yıla ulaştık. Kurulduğumuz günden bugüne kadar amacımız hiç değişmedi. İnsanların sevdikleriyle paylaşmaktan keyif aldıkları anları çoğaltmak ve zenginleştirmek istiyoruz. Yaptığımız tüm işler, geliştirdiğimiz ürünler bu amaca ulaşma gayretinin bir yansıması. Bu sebeple katma değerli ürünler geliştirerek müşterilerimizin sevdikleriyle paylaştıkları anların kalitesini artırmak için çalışıyoruz.

Karaca olarak katma değerli ürünlerinizle ilgili çalışmalarınızı anlatır mısınız? Bir ürünün katma değerli olduğunu nasıl tespit ediyorsunuz?

Karaca’da ürünlerimizin odağında hep müşterilerimiz ve onların mutluluğu oldu. Bu anlamda müşteriyi anlamaya ve Ar-Ge’ye büyük önem veriyoruz. Müşterilerimizle iç içe olmaya, ürün geliştirme sürecinde her aşamada onların görüşlerini almaya özen gösteriyoruz. Geçtiğimiz sene mart ayında lansmanını yaptığımız ÇayseverRobotea çay makinemiz katma değerli ürün geliştirme sürecimizin en güzel örneklerinden. Çay keyfini ve alışkanlıklarını araştırarak başladığımız ürün geliştirme sürecinde çayın yapraklarının yanmadan en doğru hangi sıcaklıkta, nasıl pişmesi gerektiğini ve lezzetini verebilmesi için en uygun demleme süresini araştırdık. Tüm bu araştırmalardan çıkardığımız iç görüyle tasarladığımız Robotea, damıtma tekniğiyle 90 derecelik ideal ısıdaki su ile çay yapraklarının aromasını en iyi şekilde geçirerek çayı demliyor. Çay demini alıp en keyifli içilecek kıvama geldiğinde sesli uyarı ile haber veriyor. Bir ürün müşterimizin sofra keyfini artırıyorsa, mutfakta hayatını kolaylaştırıyorsa, evinde geçirdiği zamanı kıymetlendiriyorsa bizim için katma değerli bir üründür. Bu sebeple müşterilerimizin sesini dinlemek ve ürün geliştirme sürecine müşteri içgörüsünü katmak bizim için çok önemli.

Geçtiğimiz aylarda, Karaca ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. iş birliği ile hayata geçirdiğiniz “Karaca X İst Collection” serisi iç içe geçen yenilikçi tasarımı ile oldukça ilgi gördü. Söz konusu tasarımın çıkış noktasını ve özelliklerini anlatır mısınız? Projeyi hayata geçirmenizde hangi dinamikler rol oynadı?

İmzamızın yer aldığı özel projeler ile sahip olduğumuz tarihi ve kültürel değerleri evlere taşımaya çalışıyoruz. Türkiye’nin farklı noktalarının tarihini, dokusunu ve gastronomik değerlerini hatırlatan birbirinden önemli koleksiyonlar hazırladık. “Karaca X İst Collection” serisinde ise İstanbul’un simgelerini sofra ürünleri ile buluşturmak, dünyanın en çok ziyaret edilen şehirlerinden birinin en özel yapı ve değerlerini farklı coğrafyalara da ulaşmasını sağlamak amacıyla yola çıktık. İstanbul’un simgesi haline gelen Kız Kulesi, Galata Kulesi, Boğaz Köprüsü gibi yapıları İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.’nin paylaştığı bilgiler ve yönlendirmelerle ürünlere dönüştürmek çok gurur verici. Seride yer alan parçaların tasarımına da aslında İstanbul’un içinde barındırdığı zenginliklerin bütün olarak ortaya çıkardığı kusursuz güzelliğin ilham verdiğini de söyleyebiliriz. Çoklu parçalardan oluşan yemek takımlarında yer alan parçaların her biri kalitesi ve çizgileri ile kendini gösterirken, bir araya geldiğinde ise seyretmekten keyif aldığımız İstanbul’un bir parçası halini alıyor. Tarihe tanıklık eden bu sembolleri tasarlamaktan ve yeni paylaşılacak anılarla buluşturmaktan dolayı çok mutluyuz.

Yurt dışında da büyüme hedefleri olan bir şirket olduğunuzu biliyoruz. Almanya ve İngiltere büyüme gösterdiğiniz ülkelerden. Genel olarak global anlamda çalışmalarınızı ve yurt dışı pazarlarında konumunuzu anlatır mısınız? Önümüzdeki dönem için hedef pazarlarınız ve yurt dışı stratejinizi öğrenebilir miyiz?

Ürünlerimizle global pazarda gücümüzü artırmayı hedefliyoruz. Biliyoruz ki her kültürde sofra düzeni ayrı bir önem taşıyor. Dilimiz, damak tadımız farklılaşsa da hep güzel ve özenli sofralarda bir araya geliyoruz. Şu an 3 kıtaya yayılmış bir mağazacılık ağımız var. Öncelikli pazarlarımız ise İngiltere ve Almanya. Almanya’da mağazalaşma çalışmalarımız sürüyor. Ardından İngiltere pazarında da yıl sonuna kadar mağaza açmayı planlıyoruz. Önümüzdeki günlerde Fransa Paris’te bin metrekarelik bir mağazamızın açılışını yapacağız. E-ticaret potansiyelini burada da değerlendirmek niyetindeyiz. Yurt dışının gelirlerdeki payı şu an yüzde 15 üzerinde. İki yıla kadar bu payı yüzde 30’a çıkarmayı amaçlıyoruz. Yurt dışı yapılanmamızı lojistik olarak da güçlendirmeye çalışıyoruz. Almanya’da lojistik merkezi kurduk. İngiltere’de de Oxford’a yakın büyük bir lojistik merkez yaptık. Gelişmiş pazarlarda etkimizi artırmaya devam edeceğiz.

Karaca’nın büyüme stratejisi ile ilgili bilgi verebilir misiniz? Yurt içinde mağaza açtığınızı görüyoruz. Önümüzdeki dönem yeni mağaza açmayı sürdürecek misiniz?

Perakende sektöründe hizmet veren bir marka olarak mağaza yatırımlarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Eş zamanlı olarak bayi kanallarımızı da güçlendiriyoruz. Tüketicinin her noktadan bize ulaşabilmesi önemli. Mağaza yatırımlarımızı yaparken müşterilerimize en iyi deneyimi yaşatacak kurguları da oluşturmaya özen gösteriyoruz. Dolayısıyla bizim için bir mağaza açmak sadece yeni bir alanda daha yer almak değil, bizi anlatan ve en iyi hizmeti sunacağımız satış noktaları oluşturmak anlamına geliyor. Sadece fiziksel mağazalarla sınırlı kalmıyoruz. Pandemide mağazaların kapalı olduğu dönem bize bu konuda yaptığımız yatırımların ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Dolayısıyla e-ticaret sitemiz ve Karaca uygulamamızı geliştirmek için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.