Günümüz dünyasının en önemli gündem maddelerinden biri olan iklim krizi, birçok ülkeyi alarma geçirmiş durumda. Bu çerçevede sorumluluk bilinciyle hareket eden birçok şirket de strateji ve yatırımlarını uzun vadeli hedefler üzerinden oluşturuyor. Geçtiğimiz günlerde imzalanan Paris Anlaşması ülkemizde memnuniyetle karşılanırken, Koç Holding de ”Karbon Dönüşüm Programı’nı başlattı. Program; iklim kriziyle mücadele yolunda ve 2050 yılında karbon nötr olma hedefi kapsamında somut ve uygulanabilir adımları içeriyor. Söz konusu programa geçiş yolculuğunda topluluk şirketlerini ve ekosistemini harekete geçirmeye hazırlanan şirket; krize yönelik adımlarını hızlandırma amacında.

Söz konusu programı, Koç Topluluğu genelinde yürüttükleri kültürel dönüşümün çok önemli bir parçası olarak gördüklerini belirten Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, “2016 yılında dijital dönüşüm ile başlattığımız; inovasyon, kurum içi girişimcilik, sıfır bazlı bütçeleme, çevik yönetim, insan kaynağımızın gelişimi gibi çok önemli inisiyatiflerle sürdürdüğümüz ”Kültürel Dönüşüm Programı’mızı, karbon dönüşümünü de ekleyerek zenginleştiriyoruz. İklim krizi, iş dünyası açısından en önemli sürdürülebilirlik risklerinden biri. Paris Anlaşması’nın ülkemiz tarafından onaylanmasını büyük memnuniyetle karşılıyoruz. Karbon Dönüşümü Programı’mız ile gerçekçi bir yaklaşımla, bir taraftan riskleri yönetirken diğer taraftan tüketicinin, yatırımcının, çalışanın beklentilerine cevap verecek şekilde iş modellerimizi, ürünlerimizi, hizmetlerimizi dönüştürmeyi hedefliyoruz.” dedi. Her önemli küresel meselede olduğu gibi iklim krizinin de özel sektörün, kamunun ve sivil toplumun iş birliği yapması gereken çok acil bir konu olduğunun önemle altını çizen Çakıroğlu sözlerine şöyle devam etti; “Yalnızca ülkemizde değil, dünyanın pek çok yerinde orman yangınları, sel ve kasırga gibi iklim değişikliğinden kaynaklanan afetler meydana geldi. Küresel iklim felaketlerinin yaşandığı bu dönemde, dünyanın en saygın bilim kuruluşlarından olan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, 6. Değerlendirme Raporu’nu yayımladı. Rapor, Paris Anlaşması’ndaki küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlama hedefini gerçekleştirebilmek için çok hızlı ve çok güçlü bir ekonomik dönüşüme ihtiyaç olduğuna vurgu yapıyor. Sadece bu bile, başlattığımız Karbon Dönüşüm Programı’nın ne kadar kritik ne kadar doğru zamanda ve isabetli olduğunu gösteriyor.” Bu atılım ile aynı zamanda son yıllarda ivme kazanan küresel iklim eylemine, dolayısıyla dünyanın geleceğine önemli bir katkıda bulunduklarını ifade eden Levent Çakıroğlu; “İklim krizinin işlerimizin sürdürülebilirliği açısından en önemli risklerden biri olduğunu söylemiştim. Bir yandan Sınırda Karbon Vergisi gibi düzenlemeler, yatırımcıların gittikçe artan baskısı, diğer yandan da tüketicilerin ve özellikle çalışanların talepleri, şirketlerin düşük karbon ekonomisine daha hızlı geçiş konusunda zorlanmasına sebep oluyor. Buna ilave olarak, iklim değişikliği kaynaklı doğal afetler de fiziki riskler oluşturuyor. Sürdürülebilirlik her zaman gündemimizdeydi ancak Karbon Dönüşüm Programı’mızla birlikte daha sistematik ve daha iddialı hedeflerle bu konuyu yönetmeye başladık.” dedi.

Koç Holding Kurumsal İletişim ve Dış İlişkiler Direktörü Oya Ünlü Kızıl da konuyla ilgili gerçekleştirdiği konuşmasında; Koç Topluluğu olarak, bu alanda da ülkemizin özel sektörüne öncülük edeceklerini belirtti. Kararlılıkları ve somut adımlarıyla, önümüzdeki dönemde yalnız ülkemizde değil uluslararası ölçekte de sürdürülebilirlik performanslarından söz ettireceklerinin de altını çizdi. Oya Ünlü Kızıl sözlerine şöyle devam etti; “Karbon Dönüşümü Programı hem çok daha uzun vadeli hem de yaratacağı etki ve dönüşümün ölçeği açısından hepsinden daha büyük. İklim krizi gezegenimiz için varoluşsal bir tehdit. Harekete geçmek ya da geçmemek, yalnızca işimizin değil, insanlığın geleceğini belirleyecek.” İklim krizinin geri dönüşü olmayan etkilerinden kaçınmak için Paris Anlaşması ile belirlenmiş olan, küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutma hedefinin dahi, bilimdeki son gelişmeler ışığında yetersiz kaldığının altını çizen Kızıl; “Paris Anlaşması’nın ülkemiz tarafından da onaylanması ile 2053 net sıfır hedefi doğrultusunda ortaya koyulacak eylem planlarının, destekleyici mevzuatların, teşvik ve finansman imkânlarının da süreci hızlandıracağı aşikâr. Bu konu sadece hükümetlerin değil yatırımcıların gündeminde de giderek daha büyük bir ağırlık kazandı. Şirketlerin finansal sonuçları kadar, ESG olarak tanımladığımız; çevre, sosyal, kurumsal yönetim performansları da yatırımcılar tarafından sorgulanıyor. ESG performansını iyileştirmeyen şirketler, yakın gelecekte yatırımcılarını kaybetme riski taşıyor. Aslında bütün bu gelişmeler bizim; “Geleceğe. Birlikte” olarak tanımladığımız ve sürdürülebilirlik stratejimizin temeli olan “tüm paydaşlar için fayda yaratarak büyüme” anlayışımızla doğrudan örtüşüyor. Ayrıca, yeni düzende de devam ettireceğimiz liderlik konumumuzun şimdiden sinyalini veriyor.” dedi. Koç Topluluğu olarak otomotivden beyaz eşyaya, enerjiden finansa pek çok farklı sektörde faaliyet gösterdiklerini vurgulayan Oya Ünlü Kızıl; “Karbon dönüşümü bizim her bir sektörümüzü yakından ilgilendiriyor ve büyük sorumluluklar yüklüyor. Alacakları aksiyonlar farklılık gösterse de tüm şirketlerimizin düşük karbon ekonomisine geçiş yolculuğunda önemli etki alanları var. Biz Koç Topluluğu olarak, bu alanda da ülkemiz özel sektörüne öncülük edeceğiz.” diyerek konunun kendileri için öneminin altını çizdi

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.