ODAK NOKTAMIZ; KÜRESEL TEDARİK ZİNCİRLERİ VE DURUM TESPİTİ

Müşterilerinin hedefleriyle uyumlu “sorumlu iş” çözümlerinin uygulanmasına dair çözümler geliştiren Vectra International, bugün 23 ülkede birçok uzmanın desteğiyle faaliyetlerini sürdürüyor. Şirketin son girişimi olan TEDD ise (Trusted Experts on Due Diligence) güvenilir ve itibarlı bir durum tespiti aracılığıyla, sorumlu bir iş dünyasına katkıda bulunma hedefiyle şirketin çatısı altında faaliyetlerini sürdürüyor. Uzman danışmanlar aracılığıyla şirketlerin işlerini daha iyi yürütme ve müşterilerin veya yeni mevzuatların ilgili gerekliliklerini karşılama yolculuğunda hizmetler sunan TEDD’in Global Takım Lideri Christian Ewert sorularımızı yanıtlarken, daha da geliştirilecek mobil teknolojiye dayalı, senaryo tabanlı bir öğrenme yaklaşımını deneyimleme ve uygulamalı sanal öğrenme fırsatlarını keşfetme imkânı sunduklarının da altını çizdi. TEDD İş Geliştirme Yöneticisi Meltem Doğan ise Almanya’da yürürlüğe girmek üzere olan “Tedarik Zincirinde Durum Tespiti Yasası” ile ilgili, şirketlerin üzerinde durması gereken konular hakkında bilgiler verdi.

TEDD, uzman danışmanlarıyla, şirketleri destekleyen bir kuruluş. Bu kuruluşun yola çıkış hikâyesini ve hedeflerini anlatır mısınız? TEDD açılım olarak neyi ifade ediyor?

Vectra International (VI), yaklaşık 17 yıl önce kuruldu ve bugün birçok uzmanın desteğiyle 23 ülkede faaliyetlerini sürdürüyor. Temel motivasyonumuz; küçük, orta ve büyük ölçekli kuruluşları desteklemek ve geliştirmek. Kuruluşların, stratejik yaklaşım, organizasyonel dönüşüm, etkin ve verimli iş süreçleri aracılığıyla sorumlu bir şekilde rekabet etmelerini sağlamayı hedefliyoruz. Bu süreç, mümkün olan en olumlu etkiyi gerçekleştirmek adına aynı anda birden fazla paydaşı içerebilmektedir. TEDD – Trusted Experts on Due Diligence, Türkçe ifadesiyle “Durum Tespitinde Güvenilir Uzmanlar”, VI çatısı altındaki en son girişimdir. Adından da anlaşılacağı gibi TEDD’in odak noktası, küresel ve yerel tedarik zincirleri ve durum tespitidir. Güvenilir durum tespitinin daha iyi işler getirdiğine ve sorumlu bir iş dünyası yarattığına inanıyoruz. Bunu, güvenilir ve itibarlı bir durum tespiti aracılığıyla, sorumlu bir iş dünyasına katkıda bulunma hedefiyle TEDD’in vizyonunda ifade ediyoruz. Hedeflerimizi, güvenilir bir durum tespiti topluluğu yaratmak amacıyla lider öğrenme ve danışmanlık uygulamaları sunarak, durum tespiti sürecini firmalar için kolaylaştırarak başaracağız. Hedeflerimizi başarmak için müşterilerimize bir dizi hizmet sunuyoruz. Beş ana hizmet ayağında kendi geliştirdiğimiz araçları kullanarak birkaç ülkede danışmanlık hizmetlerimizi başlattık. 2022’nin sonuna gelmeden, kullanıcılara maksimum fayda sağlamak için hibrit unsurlara sahip lider bir e-öğrenme platformu olan TEDD akademimiz faaliyete geçecek. 2023’e kadar durum tespiti danışmanlarını teşvik etmek ve ilgili kuruluşlara, güvenilir ve profesyonel danışmanlara basit erişim sağlamak için bir TEDD kaydı modülünü dahil edeceğiz. Eş zamanlı olarak, bir şirketin durum tespiti seviyesini küresel standartlarla karşılaştırma ve gelecekteki iyileştirme fırsatlarını öncelik sırasına koymalarını sağlamak için bir kıyaslama aracı geliştirilecektir.

Şirketler için verdiğiniz hizmetlerden biri olan “TEDD araçları”nı detaylandırabilir misiniz? Özellikle şirketleri “desteklemek” anlamında nasıl bir yol haritası izliyorsunuz?

TEDD araçları, bir kuruluşun mevcut durum tespiti faaliyetleri açısından ne noktada olduğunu değerlendirmek için metodik bir temel görevi görür. Örneğin, bir kuruluşta hâlihazırda ne tür durum tespiti yönetim sisteminin uygulanmakta olduğunu analiz eder, olası tedarik zinciri risklerini değerlendirir ve risk seviyelerini önceliklendirir. Araçlar, web tabanlıdır ve ekip üyelerimiz, nitelikli dış danışmanlar ve bunlara ücretli erişim sağlayan müşterilerimiz tarafından erişilebilir. Şirketin durum tespiti için hazırlık düzeyinin temel değerlendirmesi, şirket performansını OECD (Çok Uluslu Şirketler Yönergeleri) ile karşılaştıran GAP analizi ve şirket performansını, yaklaşan Alman Tedarik Zinciri Şeffaflığı Yasası’nın (German Lieferketten Sorgfaltspflichten Gesetz) özel gereksinimleriyle karşılaştıran GAP analizi, şu anda öncelikli olarak kullandığımız araçlar olarak öne çıkıyor. Müşterilerimizin çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için ek araçlar geliştirilmektedir. Örneğin, bir şirket performansını Avrupa Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi (CSDDD) gereklilikleri ile karşılaştıran bir GAP analizi aracımız hazırlanmakta.

Ülkemizin en çok ihracat gerçekleştirdiği ülke olan Almanya’da yürürlüğe girecek olan yeni “Tedarik Zincirinde Durum Tespiti Yasası” neleri içeriyor? Özellikle Türkiye’deki şirketlere etkisi ne yönde olacak?

Almanya’da yürürlüğe girecek olan mevzuat 01.01.2023 tarihinde Almanya’da 3.000’den fazla çalışanı olan ve 01.01.2024 tarihinde 1.000’den fazla çalışanı olan şirketler için geçerli olacaktır. Almanya’da ticari faaliyeti olan şirketleri doğrudan etkiliyor. Bu durum, bu tür şirketlerin ticari faaliyetlerinde ve özellikle küresel tedarik zincirlerinde durum tespitini nasıl uyguladıklarını göstermeleri ve yetkililere bildirmeleri gerektiği anlamına geliyor. Tedarik zincirlerinde “olumsuz etki” yaratmış olabilecek işletmelerin bu durumu nasıl etkin bir şekilde düzelteceği ve bunun tekrarlanmamasını (önleyici eylem) nasıl sağlayacağına ilişkin noktalar temel unsurları oluşturuyor. Alman mevzuatının odak noktasının uyum değil, “en iyi çaba” olduğunu belirtmek önemlidir. İşletmelerin, mevzuatın gerekliliklerini yerine getirmek için makul olarak beklenen tüm çalışmaları yaptıklarını kanıtlamaları gerekecektir. Peki bu durum Türk işletmelerini nasıl etkiliyor? Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya, Türk işletmeleri için önemli bir ihracat destinasyonudur. Türk işletmeleri üzerindeki etki, Alman alıcıların “satın alma koşullarında” ifade edilen ve belgelenen gereksinimlerden kaynaklanacaktır. Bu temel olarak, Alman alıcıların Almanya’daki mevzuatı karşılaması için ihtiyaç duyduğu gereksinimlerin bir “uzantısı” olacaktır. Bu da; bir Türk işletmesinin üst kurulu tarafından durum tespitine yönelik temel bir beyan, Türk işletmelerinin yerel/uluslararası tedarik zincirlerinin belirlenmesi, olası tedarik zinciri risklerinin belirlenmesi, önceliklendirilmesi ve değerlendirilmesi, iyileştirme, düzeltici eylem planları ve önleyici faaliyetler, etkili bir şikayet mekanizmasının uygulanması, Türk işletmelerinin alıcıları ile yazışmalarının yapılması ve raporlanması gibi etkinlikleri içerebilir. Bu tür süreç ve prosedürleri, verimli ve etkin bir şekilde uygulamak, düzgün bir şekilde yürütmek zaman gerektirecektir ve bu nedenle Türk işletmelerinin mümkün olduğunca erken harekete geçmesi istenmektedir. Ayrıca, yukarıdaki bağlamda iyi hazırlanmış olan işletmelerin rekabet avantajına sahip olacağını ve güvenilir bir iş ortağı olduklarını göstereceklerini de belirtmek isterim (tutarlı ürün kalitesi, teslim süreleri veya zamanında teslimat, üretim kapasitesi vb. diğer tüm hususlar).

Almanya ve Türkiye tedarik zinciri konusunda nasıl bir iş birliği içerisindeler? İthalat – ihracat oranları bakımından bizleri nasıl gelişmeler bekliyor?

Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Türkiye ile Almanya arasındaki ikili ticaret hacmi, 2021 yılında bir önceki yıla göre %20,94 artışla 41,08 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2021’de, 19,32 milyar ABD doları ihracat; 21,76 milyar ABD doları ithalat rakamları söz konusuydu. Ticaret açısından Türkiye ve Avrupa Birliği, ülkeler arasındaki ikili ticaret için tercihli muamele sunan “Gümrük Birliği”nden yararlanmaktadır. Büyüyen iş hacmi ile mükemmel ticari ilişkiler kurulmuştur. Önümüzdeki mevzuat ve bunların Türkiye üzerindeki etkileri konusunda farkındalık yaratmak için bir dizi önemli Türk ticaret/ihracat derneği ile temas halindeyiz. Vectra International; TEDD aracılığıyla bu tür üye dernekleri bilinçlendirme eğitimleri, yerel işletmelerin gereksinim duyduğu saha desteği ve TEDD Akademisi aracılığıyla eğitim fırsatları ile desteklemeye hazırdır.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.