”YENİLİKÇİ TEKNOLOJİLERİMİZLE MOBİLİTENİN GELECEĞİNDE SÖZ SAHİBİYİZ”

1872 yılında Milano’da kurulan Pirelli, bugün çığır açan teknolojileri ve üst segment ürünlerdeki başarısı ile küresel bir marka olarak yolculuğunu sürdürüyor. İnovasyona öncülük ederek liderliğini koruyan şirket, sürekli olarak yenilikçi ürünler geliştirmeye kendisini adamış durumda. Lastikler hakkında uzman bilgisiyle sürüş konforunu artırmak ve tam hareket kabiliyeti sağlamak için çeşitli yenilikçi teknolojik çözümler üreten Pirelli, ülkemizdeki yolculuğunda da ana eksenine sürdürülebilirliği alıyor. Türkiye’nin ilk lastik fabrikası olarak 1960’da faaliyete geçen İzmit Fabrikası, bugün Pirelli’nin küresel başarında önemli bir rol oynuyor. Business Türkiye okuyucuları için sorularımızı yanıtlayan Pirelli Türkiye Genel Müdürü Gian Paolo Gatti Comini, sürdürülebilirlik konusunda belirledikleri hedefleri ve Elect işaretli ürünlerinin bilgilerini paylaşıyor.

Sektörünün lideri global marka Pirelli’nin pusula olarak benimsediği sürdürülebilirlikte çevresel etkisini azaltma yolculuğunda hedeflerini ve projelerini sizden dinleyebilir miyiz?

Sürdürülebilirlik konusunda belirlediğimiz hedefler ve hayata geçirdiğimiz projeler, şirket olarak benimsediğimiz temel değerlerin bir yansıması. İş yapış biçimimizin temelini oluşturan güvenlik ve çevreye duyarlılık, sürdürülebilirlik stratejilerimizi belirlerken ana referans noktamızı oluşturuyor. Sanayi Devrimi’nden bugüne gezegenimizin sıcaklığı 1°C arttı. Tüm dünyada özellikle son birkaç senedir yaşanan aşırı iklim olayları sonucunda küresel ısınmayı 1.5-2°C’de tutmak şu anda insanlığın temel hedefleri arasında. Bu bilinçle, Pirelli olarak sürdürülebilirlik konusunda kararlı adımlar attık ve başarıyla ilerliyoruz. Öncelikle, S&P Global’in 2023 Kurumsal Sürdürülebilirlik Değerlendirmesi’nde otomotiv bileşenleri ve otomotiv sektörlerinde sürdürülebilirlik alanında lider konumda yer aldık. Bu başarı, yıllardır süregelen çabalarımızın ve kararlılığımızın bir göstergesi. Pirelli 2025 için belirlediği mutlak sera gazı emisyonlarını 2015’e kıyasla yüzde 42 ve tedarikçilerden satın alınan hammaddelerden kaynaklanan emisyonları 2018’e kıyasla yüzde 9 azaltma hedeflerinden bazılarını 2023 itibarıyla gerçekleştirdi. Sürdürülebilirlik yolculuğu 2023’ün ilk 9 ayında karbonsuzlaştırmayla başladı. Ciddi ilerlemeler kaydettik. Fabrikalarımızın enerji dönüşümüne ilişkin sonuçları da yıl itibarıyla beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Gelecek hedeflerimize odaklanarak, 2025’ten itibaren belirli ürün serilerimizde yüzde 40’tan fazla yenilenebilir ve en az yüzde 3 geri dönüştürülebilen malzeme kullanımını planlıyoruz. Aynı dönemde fosil kaynaklardan üretilen malzemelerin içeriğini yüzde 40’ın altına çekmeyi hedefliyoruz. 2030’a gelindiğinde ise bu oranları daha da artırarak yüzde 60’tan fazla yenilenebilir ve en az yüzde 7 geri dönüştürülen malzeme kullanımına yöneleceğiz. Fosil kaynaklı malzeme içeriğini ise yüzde 30’un altına çekme taahhüdümüz bulunuyor. Bu süreçte, tedarik zinciri boyunca CO2 emisyonlarını da 2025’e kadar 2018’e kıyasla yüzde 9 oranında azaltmayı hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik konusundaki çabalarımızı artırarak, çevreye duyarlı teknolojilerin ve ürünlerin geliştirilmesinde liderlik etmeye devam edeceğiz. Müşterilerimiz, iş ortaklarımız ve toplumumuzla birlikte daha yaşanabilir gelecek için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz.

Yine sürdürülebilirlik politikanız doğrultusunda ürettiğiniz “en az” yüzde 50 oranında biyolojik bazlı ve geri dönüştürülmüş kaynaklı malzeme içeren lastikleri tanımlamak için geçtiğimiz aylarda özel bir logo yarattınız. Bu çalışmanın vurguladığı unsurları ve hedef noktalarını anlatır mısınız?

Pirelli olarak sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığımızı, ürettiğimiz lastiklerdeki biyolojik bazlı ve geri dönüştürülmüş kaynaklı malzemeleri vurgulayan özel bir logo ile görsel şekilde ifade etmeye başladık. Bu logo, lastiklerimizin en az yüzde 50 oranında bu tür malzemeler içerdiğini göstererek tüketicilere doğrudan bilgi sunuyor. Özellikle P Zero E lastiği gibi yüzde 55’ten fazla biyolojik bazlı ve geri dönüştürülmüş malzeme içeren ürünlerde bu logo yer alacak. Bu adım, müşterilerimize daha sürdürülebilir bir seçenek sunarken aynı zamanda çevre dostu ürünlerin kolayca tanınmasını sağlayarak tüketicileri bu yönde teşvik etmeyi amaçlıyor. Bu logo sadece sürdürülebilirlikle ilgili bir taahhüdü değil, aynı zamanda ürünlerimizin içeriği ve çevresel etkileri konusunda şeffaflık sağlama amacını da taşıyor. Sürdürülebilirlik anlayışımız sadece malzeme seçimleriyle sınırlı değil. 2 bin 100’den fazla araştırmacı ve geliştirici ile çalışarak güvenliği artırmak, dönme direncini düşürmek ve lastik performansını optimize etmek için yenilikçi malzemeler ve yeni nesil süreçler geliştiriyoruz. Üniversitelerle iş birliklerimiz ve malzeme tedarikçileriyle olan ortak geliştirme anlaşmalarımız, lastik üretimindeki inovasyon ve teknoloji alanındaki liderliğimizi pekiştiriyor.

“Şampiyonların Fabrikası” olarak da bilinen İzmit’teki fabrikanız motor sporları alanında geliştirilen inovatif ürünlerle de Pirelli’nin küresel başarısında rol oynuyor. Fabrikanızdaki üretime dair bilgileri ve inovatif ürünlerinizin bilgilerini alabilir miyiz?

Pirelli’nin İzmit’teki fabrikası, şirketin küresel başarısında önemli rol oynuyor. Türkiye’nin ilk lastik fabrikası olarak 1960’da faaliyete geçen İzmit Fabrikası, ilk yerli üretim lastiğiyle yollara çıktı ve o günden beri otomobil, hafif ticari araç ve çevre dostu lastiklerin üretimi gibi alanlarda öncü rol oynadı. İzmit’teki fabrika, dünyanın en prestijli motor sporları yarışları için lastikler üretiyor. Bu yarışlar arasında Dünya Ralli Şampiyonası, GrandAm, Ferrari Challenge, Porsche Cup ve Blancpain GT serisi gibi önemli organizasyonlar yer alıyor. Ayrıca, Formula 1 lastiklerinin 2011-2016 yılları arasında üretildiği merkez olan fabrikamız şu anda Formula 1 üretimi için yedek tesis olarak kullanılıyor. Pirelli’nin motor sporlarına olan bağlılığı 110 yılı aşkın süredir devam ediyor. Şirket, 5 kıtada 340’tan fazla şampiyonluğa katkıda bulundu ve 2 bin 200’den fazla otomobil ve motosiklet yarışına destek verdi. Formula 1’in resmi lastik tedarikçisi olarak 2011’den beri görev yapan Pirelli, en az 2027 yılına kadar bu rolü sürdürecek. Fabrikada geliştirilen motor sporları lastikleri, bir laboratuvar gibi işlev görüyor ve Pirelli’nin yol lastiklerini optimize etmek için elde edilen bilgi birikimi ve uzmanlıkla destekleniyor.

Elektrikli otomobillerin özelliklerini iyileştirmek için Pirelli tarafından geliştirilen teknoloji paketi Elect işaretli lastikler ile pazarda en büyük paya sahip lastik üreticisi olarak, elektrikli araç lastiği pazarına dair değerlendirmelerinizi ve öngörülerinizi alabilir miyiz?

Elektrikli araçların hızla yaygınlaşması, otomotiv endüstrisinde önemli bir dönüşümü beraberinde getiriyor. Pirelli, elektrikli ve şarj edilebilir hibrit otomobillerin kendilerine has özelliklerini iyileştirmek için Elect teknolojisini geliştirdi. Elect teknolojisi 2019 yılında lanse edildiğinden bu yana, farklı modellerin ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş lastikler için alınan homologasyon sayısı 500’e yaklaştı. Bu ürünlere talep olağanüstü bir hızla artıyor. 2023’ün ilk yarısında yeni homologasyonların sayısının geçen yılın aynı dönemine kıyasla iki katından hızlı (+ yüzde 125) artması, Pirelli’nin elektrikli mobilite alanında nasıl öne çıktığını da vurguluyor. IAA Mobility Fuarı’ndaki tek hidrojen yakıtlı otomobil olan BMW iX5 Hydrogen’ın orijinal ekipmanı da Pirelli oldu. Bu araçta kullanılan FSC işaretli P Zero, dünyada Forest Stewardship Council (Orman Yönetim Konseyi) onaylı doğal kauçuktan üretilen tek lastik konumunda bulunuyor. Pirelli, geçtiğimiz eylül ayında Münih’te gerçekleşen IAA Mobility fuarında premium ve prestij elektrikli otomobil lastiklerinde dünya liderliği konumunu teyit etti. Pirelli, sergilenen yeni otomobiller arasında BEV (batarya elektrikli) araçların yaklaşık yüzde 25’inin ve PHEV (şarj edilebilir hibrit) araçların yüzde 30’unun orijinal ekipmanıydı.

Pirelli’nin düzenlediği “Pirelli Antik Yollarda” projesinin kapsamını anlatır mısınız? Bu proje ile markanız arasında kurduğunuz bağın taşıdığı değerler neler oldu?

“Pirelli Antik Yollarda” projemiz aslında markamızın 150. yıl kutlamaları kapsamında özel bir adım oldu. Sürdürülebilir mobiliteye öncülük etme misyonumuz doğrultusunda, Türkiye’de farklı ve anlamlı bir projeye imza atmayı hedefledik. Bu proje, mobilite kavramının doğuşunu gözler önüne seren bir belgesel niteliği taşıyor. Anadolu’nun antik yollarında yapılan keşif yolculuğu, tarihin ilk “teker izlerine” ulaşma amacını taşıdı. Yaklaşık 30 gün süren ve 10 bin kilometreye yayılan bu yolculukta, tarih boyunca önemli bir köprü rolü üstlenen Anadolu’nun eski yollarını keşfettik. Bu serüvende 150 farklı noktaya ulaşarak binlerce yıllık tarihi yolların ihtişamını ve derinliğini gözler önüne serdik. Projeyi otomotiv gazetecisi Okan Altan’ın rehberliğinde, fotoğraf sanatçısı İrfan Bilir’in objektifinden karelerle belgeledik ve kitaplaştırdık. Bu yolculuk boyunca, Pirelli SUV lastiklerinin “mükemmel uyum” felsefesiyle geliştirilen Pirelli Scorpion lastikleri kullanıldı. Bu lastikler, 10 bin kilometrelik zorlu yolculuğun şartlarına mükemmel uyum sağladı ve bize bu tarihi yolculukta büyük bir güven ve performans sundu. “Pirelli Antik Yollarda” projesi sadece bir belgesel niteliği taşımıyor, aynı zamanda Pirelli’nin sürdürülebilirlikle birleştirdiği 150 yılı aşan mirasını da yansıtıyor. Bu yolculuk, lastik teknolojisinin ötesinde çevresel ve kültürel sorumluluk taahhüdünü simgeliyor. Kitap ve web sitesinde belgelenen keşif süreci, Pirelli’nin mirasını, otomotiv dünyasına katkılarını ve tarihe olan derin saygısını yansıtarak geçmişten geleceğe mobilite kavramını birleştiren bir bağ oluşturuyor. Bu şekilde, bu tarihi yolculuğa katılmak isteyen herkesin bu önemli deneyime dahil olabilmesini sağlıyoruz.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.